Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sağlıklı yaşam için sağlıklı beslenme şart! “Her karın ağrısı cerrahi bir durum değildir”

Yaz aylarının etkisini artırmasıyla birlikte sağlık sorunlarında da artış gözlemleniyor. Özellikle karın ağrısı şikayetlerinde son günlerde ciddi bir artış yaşanıyor. Ancak her karın ağrısının ciddiye alınması gerekmediğini belirten Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor Hayati Umaç, Gazete 3 aracılığıyla vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.

Yaz aylarının etkisini artırmasıyla birlikte sağlık sorunlarında da artış gözlemleniyor.

Yaz aylarının etkisini artırmasıyla birlikte sağlık sorunlarında da artış gözlemleniyor. Özellikle karın ağrısı şikayetlerinde son günlerde ciddi bir artış yaşanıyor. Ancak her karın ağrısının ciddiye alınması gerekmediğini belirten Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor Hayati Umaç, Gazete 3 aracılığıyla vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu.

“TOKALAŞMAYI BENCE AZA İNDİRMEK GEREKİYOR”

Sıcaklıkların artmasıyla birlikte acil servislerde karın ağrısı ile olan şikayetler artmaya başladı. Biz de bu sorumuzu Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor Hayati Umaç’a sorduk. Karın ağrıları noktasında önerilerde bulunan Umaç, “Her karın ağrısı cerrahilik değildir. Tabi biz genel cerrahi olarak karın ağrısını önemsiyoruz. Çünkü yüzlerce karın ağrısı yapan sebep var. Ama mevsimsel olarak bu mevsim karın ağrısıyla seyreden hastalıkların sık görüldüğü bir mevsim. Özellikle bireysel hijyen. Biz bunu çok önemsiyoruz. Yani insanların kendi kişisel temizlikleri önemlidir. Tuvalet öncesi-sonrası, yemek öncesi-sonrası; çünkü genelde insanlar birbirine enfekte ediyor. Sonuçta kanalizasyona atılan atıklar, insanların atıkları. O nedenle benim kanaatime göre tokalaşmayı bence aza indirmek gerekiyor. Bazen insanlar ısrarla el uzatıyorlar. Çünkü bu elin nereye değdiğini bilmiyoruz. Para mesela enfekte bir materyal. Toplu taşıma araçlarında tutulan kulplar, kollar var ya onlar en çok bakterilerin ürediği materyallermiş biliyor musunuz? Tutuyor musunuz mecburen tutuyorsunuzdur toplu taşıma aracında. Ama başka bir arkadaşınızın eline elinizi uzatmayın veyahut da başkasına ısrarla siz uzatmayın veya onunkini de kendiniz kabul etmeyin. Bu şekilde sari hastalıkların yayılmasını kolaylaştırıyoruz” şeklinde konuştu.

“PARAYI ELİMİZDE TUTTUKTAN SONRA MUTLAKA ELİMİZİ YIKAMAMIZ GEREKİYOR”

Genel Cerrahi Uzmanı Operatör Doktor Umaç, karın ağrısı şikayetlerinde dışardan yemenin de sağlıksız olduğunu belirterek, sağlıklı yaşam için en sağlıklı yemeğin evde pişen yemek olduğunu şöyle konuştu: “En kirli materyallerden bir tanesi paraymış biliyorsunuz. Parayı elimizde tuttuktan sonra mutlaka elimizi yıkamamız gerekiyor. Yani ağzımızda parmaklarımızın işi yok tabiri caizse. Sonra ne oluyor tabi? Hasta veyahut da bu şikayetiyle acil servise gelen insanlarla biz karşılaşıyoruz. Tabi karın ağrısının cerrahi bir sebeple olup olmadığını önce ekarte etmemiz gerekiyor. Tetkik ve tahlillerini yaptırıyoruz. Daha sonra hastada mesela bizim rutin olarak kendimizin uyguladığı gaita incelemesini mutlaka istiyoruz tabi ki. Yani karın ağrısı olan bir hastada dışkı içerisindeki halin ne olduğunu bilmek lazım gelir. Çünkü enfektif olabilir. Bizim ülkemiz hani çevre koşulları bakımından çok da temiz değil işin doğrusu. Suların birçoğunun enfekte olduğunu biliyoruz. Birçok kimse ticari maksatlı satılan suları kullanıyor. Onu da biliyoruz. Bu sebeple bir kez başlarsa böyle bir hastalık yani sari bir hastalık, işte tipo, paratipo, kolera gibi suyla bulaşan hastalıklar var mesele. Ve bunlar çok hızlı bir şekilde yayılabilir. Özellikle ben yöre halkına şunu tavsiye ediyorum. Ben kendim de uygulamaya çalışıyorum.

“ÖNCE İŞLETMELERİN BİR LAVABOLARINA GİDİP BAKSINLAR”

Toplu yemek yenilen yerlerde, yemek ihtiyaçlarını gidermek istedikleri zaman bence bir kez daha düşünsünler. Neden? Önce bu işletmelerin bir lavabolarına gidip baksınlar, çöp tenekelerine baksınlar. Bir de eğilip şöyle masalarına baksınlar. Yani orada bir bez izi görüyorlarsa eğer bence o masaya oturmasınlar kendi düşüncemi söylüyorum. Çalışanların tırnaklarına baksınlar. Daha önce Batman’daydım ben. Portör muayenesi için; eskiden biz çünkü sağlık ocağı hekimliği de yaptık portör muayenesi yapılırdı 3 ayda bir. Böyle gıda sektöründe çalışan kimselerin işte numuneleri alınırdı; gaita, kan vs. vs. bunlara göre 3 ayda bir belge alırlardı. Tıbben temiz veya değildir diye. Bir lokanta çalışanı portör muayenesi için geldi. ‘En son ne zaman yaptırdınız?’ dedim. ‘4 yıl önce yaptırmıştım’ dedi. Peki ‘Nasıl aklınıza geldi bu’ dedim. ‘Hocam, zaten dedi kağıt üzerinde yaptırıyoruz’ dedi. ‘Yani belgeleri alıp götürüyoruz, Kan falan verdiğimiz yok’ dedi. Aynen vatandaşın ifadesini söylüyorum. ‘İlgili sağlık kuruluşunda imzalanıyor, sağlamdır diye getirip onu asıyorlar’ dedi. Manzara budur, o nedenle ben tavsiye ediyorum sadece. Yani dışarıda tabi ki insanlar yemek yiyebilirler. Ama bence hiçbir şey evde kaynayan tencerenin yerini tutmaz diye düşünüyorum.”

“BİREYSEL OLARAK İNSANLAR GELİP, TAKILIP BİR AĞACIN ALTINDA OTURABİLİRLER”

Umaç, son dönemde gribal enfeksiyonlarda da artışın olması ve iyileşme sürecinin daha geç yaşanması nedeniyle de uyarılarda bulunarak, toplu alanlarda çok fazla vakit harcanmaması gerektiğini dile getirdi: “Şimdi bu neye benziyor? Bakın biz toplu olarak yaşamayı seviyoruz. Tamam sevelim yani bunda bir sakınca yok. Ama bence iş abartıya kaçıyor. Benim de çocuklarım var, çocuklarda hastalık hali olduğu zaman biz onları okula göndermiyoruz. İşte devamsızlık olurmuş, o bu şu falan değil. Çünkü damlacık enfeksiyonu çok çabuk yayılır. Yani aynı ortamdaki havayı teneffüs eden insanlar, aynı havayı birbirleri ile paylaşıyor demektir. O nedenle kalabalık yerlerde bulunmamak, işte sayfiye yerleri varsa mesela Afyon kent ormanı var. İşte Erkmen var. Mesela biz oralara gittik, gayet güzel mesela. Bireysel olarak insanlar gelip, takılıp bir ağacın altında oturabilirler.

“ELLE ŞAKALAŞMAK, TOKALAŞMAK VE YANAK YANAĞA ÖPÜŞMEYİ BİR KENARA BIRAKMALIYIZ”

Toplu olarak bulunmamakta fayda var. Kuralsız, gerçi o biraz azaldı. Antibiyotik kullanımı vardı eskiden. Herkes ufak bir enfeksiyonda hemen gidip eczaneden antibiyotik alıyordu, o biraz kırıldı. Ama bunun yanında düzensiz beslenme fast food alışkanlığı, bir de ne yediğinizi bilmediğiniz şeyleri yiyorsunuz. Ben şunu tavsiye ediyorum insanlara. Çünkü düzensiz bir beslenme, düzensiz bir immün sistem demektir. Kişinin bireysel direnci eğer yoksa tabi ki bu hastalıklara davetiye çıkarır ister istemez. O nedenle yapılacak olan şey sebze, meyve ağırlıklı beslenmek, biraz vejetatif beslenmek yani tabiri caizse. Etten mümkün olduğu kadar uzaklaşmakta fayda var. Bir de eti fazla yiyen insanın kalbi nasırlaşır derdi eskiler. Eti fazla yemekte iyi bir şey değil. Biraz hani duygusallığımızı kalbimizin güzelliğini ortaya çıkarmak istiyorsak etten biraz feragat edip bence mevsim meyve sebzesine yönelsek daha iyi olur diye düşünüyorum. Toplu olan yerlerde mümkün olduğu kadar fazla bulunmamak, elle şakalaşmak, tokalaşmak hele öpüşmek, yanak yanağa öpüşmek falan bence bunları artık bir kenara bırakmamız gerekiyor. Eğer biz gerçekten birbirimize muhabbetimizi ispat etmek istiyorsak musafa yaparsınız. Yani sarılırsınız bu daha güzeldir diye düşünüyorum.” >>>Berna Uğur TÜRKSOY

Verified by MonsterInsights