Kariyer ve Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olarak görev yapan AFSÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Betül Oruçoğlu, diyetisyenlik mesleğinin önemi ve geleceği ile ilgili sorularını cevaplandırdı.
DİYETİSYEN KİMDİR, NELER YAPAR?
Betül Oruçoğlu, diyetisyenlerin kim olduğunu ve neler yaptığını anlattı: “Beslenme ve Diyetetik bölümlerinden lisans düzeyinde mezun olan, bireylerin ve toplumun sağlıklı beslenmesini sağlamaya yönelik bilimsel temelli planlamalar yapan sağlık profesyonelleri olan diyetisyenler, yalnızca besinlerin enerji içeriklerine göre diyet listesi hazırlayan kişiler değil; metabolizma, fizyoloji, hastalıkların yapısı, gıda güvenliği ve toplum sağlığı konularında donanımlı uzmanlardır. Diyetisyenler her yaş grubundan birey için yaş, cinsiyet, gebelik, emziklilik, yaşlılık gibi fizyolojik durumlar ve sağlık durumu gibi faktörleri dikkate alarak kişiye özel beslenme programları geliştirirler. Ayrıca obezite, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, böbrek hastalıkları gibi kronik hastalıkların yönetiminde, tedaviye yardımcı beslenme modelleriyle disiplinler arası sağlık ekiplerinde aktif rol alan diyetisyenler, toplum düzeyinde beslenme eğitimi, besin politikalarının geliştirilmesi ve gıda güvenliği gibi alanlarda da görev alarak koruyucu sağlık hizmetlerine katkı sağlarlar.”
DİYETİSYENLİK MESLEĞİNİN FARKLI UYGULAMA ALANLARI
Diyetisyenlik mesleğinin farklı uygulama alanlarından bahseden Dr. Öğr. Üyesi Betül Oruçoğlu, şunları kaydetti: “Diyetisyenler, modern sağlık sistemlerinde giderek artan önemiyle dikkat çeken stratejik bir alanda hizmet vermektedir. Toplumda artış gösteren obezite, Tip 2 diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, kanser gibi beslenme ile ilişkili sorunlar göz önüne alındığında, bu mesleğin koruyucu ve iyileştirici sağlık hizmetlerindeki rolü daha da belirgin hâle gelmektedir. Diyetisyenler yalnızca bireyin kilo kontrolünü sağlamakla kalmaz; hastalıkların önlenmesi, tedavi sürecinin desteklenmesi, sağlığın sürdürülmesi ve yaşam kalitesinin artırılması amacıyla da kapsamlı beslenme müdahaleleri planlayabilir. Bunun yanında gıda israfının önlenmesi, sürdürülebilir beslenme modellerinin yaygınlaştırılması ve besin güvenliğine yönelik politikaların uygulanması gibi çok yönlü görevleri de yerine getirirler. Diyetisyenliğin uygulama alanları arasında hastaneler, toplum sağlığı merkezleri, aile sağlığı merkezleri, beslenme danışmanlık merkezleri, spor kulüpleri, okul sağlığı birimleri, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı gibi kamu kurumları, yerel yönetimler, gıda endüstrisi, özel eğitim kurumları, huzurevleri ve Ar-Ge merkezleri yer almaktadır. Ayrıca akademik kariyer basamaklarında ilerleyerek yükseköğrenim kurumlarında öğretim elemanı olarak görev alma imkânı da bulunmaktadır. Mesleğin uygulama alanları oldukça geniştir. Diyetisyenler; hastanelerde “klinik diyetisyen”, aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde “halk sağlığı diyetisyeni” pozisyonlarında görev alabilirler. Ayrıca özel beslenme danışmanlık merkezlerinde bireysel danışmanlık hizmeti, spor kulüplerinde ise sporcu beslenmesi danışmanlığı sunabilirler. Eğitim kurumlarında, okul sağlığı birimlerinde, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde farklı yaş ve gereksinim gruplarına özel beslenme planları geliştirebilirler. İlgili kamu kurumlarında politika geliştirme, toplum temelli beslenme programlarının yürütülmesi, gıda güvenliği ve etiketleme düzenlemeleri gibi alanlarda da aktif görev alabilen diyetisyenler, besin endüstrisinde ise ürün geliştirme, kalite kontrol, besin etiketlemesi ve Ar-Ge çalışmaları gibi çeşitli pozisyonlarda istihdam edilirler. Akademik alana yönelen diyetisyenler, araştırma projelerinde yer alarak bilime katkı sağlayabilirler. Son yıllarda sayısı giderek çoğalan girişimci ruhlu yeni nesil diyetisyenler, dijital platformlarda da danışmanlık hizmeti sunarak kariyerlerini şekillendirebilmektedir. Sonuç olarak, birey ve toplum sağlığını çok boyutlu biçimde etkileyen geniş bir uygulama alanına sahip olan diyetisyenlik, sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçasıdır.”
“HER GEÇEN GÜN DAHA FAZLA ÖNEM KAZANIYOR”
Diyetisyenliğin geleceği üzerine düşüncelerini aktaran Betül Oruçoğlu, “Diyetisyenlik, değişen sağlık ihtiyaçları, demografik yapılar ve yaşam tarzları nedeniyle her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Söz gelimi küresel düzeyde obezite, diyabet ve metabolik sendrom gibi hastalıkların artışı, diyetisyenlerin sağlık sisteminde daha aktif roller üstlenmesini gerektirmektedir. Beslenme bilimi, teknolojik gelişmelerden de etkilenmektedir. Mobil sağlık uygulamaları, uzaktan beslenme danışmanlığı, kişiselleştirilmiş beslenme algoritmaları, genetik yapıya dayalı olarak besinlere nasıl tepki verdiğimizi anlamaya çalışan nutrigenetik ve besin bileşenlerinin ve/veya biyoaktif maddelerin, vücuda alındıktan sonra oluşturdukları biyolojik yanıtları anlamak ve çözümlemek için moleküler teknikler kullanan nutrigenomik gibi alanlar mesleğin geleceğini şekillendirmektedir. Sözünü ettiğim alanlar, bireye özel beslenme planlarının genetik yatkınlık, bağırsaklar, ağız, cilt, solunum yolları gibi vücudun çeşitli bölgelerinde yaşayan canlı mikroorganizma topluluklarını temsil eden mikrobiyota profili ve yaşam tarzı verileriyle şekillenmesini sağlayarak diyetisyenliği daha kişisel ve bütüncül bir yapıya kavuşturmaktadır. Diğer yandan sürdürülebilir tarım, çevresel etkiler, karbon ayak izi ve gıda sistemlerinin dönüşümü gibi küresel konular da beslenme politikalarıyla iç içe geçmiş durumdadır. Bu da diyetisyenlerin sadece bireysel düzeyinde değil, toplumsal ve çevresel düzeyde de etkili birer sağlık profesyoneli olma potansiyeli taşıdığını göstermektedir” dedi.
GENÇLERE TAVSİYELER
Bu alanda kendini yetiştirmek isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Betül Oruçoğlu, şöyle konuştu: “Beslenme ve Diyetetik alanında başarılı bir mesleki gelişim süreci yürütmek isteyen gençlere temel önerim, lisans eğitimi süresince disiplinler arası düşünmeyi benimsemeleri, bilimsel okuryazarlıklarını geliştirmeleri ve alanın güncel dinamiklerini yakından takip etmeleridir. Sadece ders kitaplarıyla sınırlı kalmamak, güncel bilimsel yayınları düzenli olarak izlemek, ulusal ve uluslararası kongre, sempozyum ve çalıştaylara katılmak öğrencilerin mesleki vizyonlarını genişletecektir. Ayrıca gönüllü stajlar, sosyal sorumluluk projeleri ve akademik araştırmalarda yer almak saha deneyimi kazandırmakta ve mesleki özgüveni pekiştirmektedir. Hiç kuşkusuz etik değerlere bağlılık, etkili iletişim becerileri ve yaşam boyu öğrenmeye açıklık da diyetisyenlikte mesleki yeterliliği güçlendiren önemli unsurlar arasındadır.”
AFSÜ BESLENME VE DİYETETİK BÖLÜMÜNDE EĞİTİM
Betül Oruçoğlu, AFSÜ’nün beslenme ve diyetetik bölümünde verilen eğitimi de anlattı: “AFSÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, teorik bilgiyi uygulama ile bütünleştiren, etik ilkelere bağlı, güncel ve araştırmaya dayalı bir eğitim anlayışıyla öğrenci yetiştirmeyi hedeflemektedir. Fakültemiz, sağlık temalı bir üniversite bünyesinde yer almanın sağladığı disiplinler arası iş birlikleri ve güçlü akademik kadrosu ile dikkat çekmektedir. Alanında uzman, dinamik ve öğrenci odaklı öğretim üyelerimiz tarafından yürütülen öğretim süreci, öğrencilerin sadece teorik bilgiye değil; aynı zamanda eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerine de sahip bireyler olarak hayata atılmasını amaçlamaktadır. AFSÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi yani üniversitemizin hastanesi ile fakültemizin aynı yerleşkede bulunması, öğrencilerimize klinik beslenme uygulamalarını yerinde ve doğrudan gözlemleme ve uygulama fırsatı sunmaktadır. Eğitim sürecinin ilerleyen dönemlerinde gerçekleştirilen zorunlu staj ve uygulamalı derslerle öğrenciler, klinik, toplum ve kurum beslenmesi alanlarında ciddi bir deneyim kazanmaktadır. Ayrıca laboratuvar altyapımız, araştırma yöntemleri eğitimi ve öğrenci projelerine verilen destekler, bütün öğrencilerimizin bilimsel düşünme ve araştırma kültürünü pekiştirmektedir. Sonuç olarak, AFSÜ’de verilen Beslenme ve Diyetetik eğitimi; mesleki donanımı yüksek, etik değerlere duyarlı, çağın gerekliliklerine uyum sağlayabilen ve toplum sağlığına katkı sunmaya hazır diyetisyenler yetiştirmeyi amaçlayan kapsamlı ve bütüncül bir yapıya sahiptir.” >>>Şahan KARTAL