Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Olgun: Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesini neden kapattınız?

Olgun: Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesini neden kapattınız?
İYİ Parti Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Afyonkarahisar Milletvekili Av. Hakan Şeref Olgun, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmasında, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesinin neden kapatıldığını sordu. İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun, 2012 yılında HSYK’ın aldığı bir kararla 146 ilçe adliyesinin kapatıldığını ancak aradan geçen bir ay gibi kısa sürede 44 ilçe adliyesinin yeniden neden açıldığını sordu. Olgun, “Afyonkarahisar’ın en büyük ilçesi olan ve merkeze 55 km uzaklıkta bulunan; dosya sayısı ve nüfus bakımından en büyük bölgeye sahip, Hocalar ve Kızılören ilçelerinin de bağlı olduğu Sandıklı ilçesindeki Ağır Ceza Mahkemesini neden kapattınız? Sandıklı Ağır Ceza Mahkemesi ile aynı kararname ile kapatılan Develi Ağır Ceza Mahkemesini 18 yıl sonra yeniden kurdunuz, Sandıklı ilçesini neden unuttunuz? Diğer taraftan Sultandağı ve diğer ilçe adliyelerini hangi gerekçeler ile diğer adliyelere bağladınız? HSYK’nın 15.06.2012 tarihinde aldığı bir kararla 146 ilçe adliyesini kapatma kararı almıştır. Aldığı kararın uygulanmasına geçilmeden siyasi tepkiler yoğunlaşınca da 44 ilçe adliyesinin kapatılmasından vazgeçilmişti. Ne oldu da 44 ilçe adliyesi kapatma kararından bir ay geçmeden vazgeçildi? Aldığınız karar mı yanlıştı? Kapatma gerekçelerinizde ve kriterlerinizde değişiklik mi oldu? Afyonkarahisar ilçelerini, kapatmaktan vazgeçtiğiniz ilçelerden ayıran kriterler ne olmuştur? İktidarınızın “hizmet” söylemleri, adalet hizmetleri olunca, rafa mı kaldırılmıştır? İlçelerde vatandaşa hizmet veren mahkemeleri neden kapatıyorsunuz? Vatandaşa eziyet ve ek külfet getiren adliyelerin kapatılması kararını gözden geçirecek misiniz?” dedi.   “VATANDAŞLARIMIZIN 3’TE 2’Sİ YARGIYA GÜVENMİYOR” Milletvekili Olgun, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün  “Bir Bakışta Hükümet 2023” raporuna göre,  2010 yılında yüzde 59 olan Türkiye’deki vatandaşların yargıya güveni, 2020 yılında yüzde 37’ye, 2022 yılında ise yüzde 33’e kadar gerilediğini belirtti. Olgun; “Yani vatandaşlarımızın 3’te 2’si yargıya güvenmiyor. Yargı sistemimiz ne yazık ki; iktidarın istediği kararları veren hâkimlerin ödüllendirildiği, aksi durumda, hâkimlerin cezalandırıldığı bir sisteme dönüştürülmüştür. Ayrıca, yerel mahkemede hâkimlere, hukuka uygun kararlarını değiştirmesi için baskı yapan, dava takip eden, HSK, Yargıtay ve AYM üyeleri olduğu bilinmekteyse de; bu konuda ayrı bir çalışma yapmakta olup tamamlanınca yüce meclisin bilgisine sunacağım. Aslında tüm sorunların başında, Hukuk Fakültelerindeki eğitimin yetersizliği ve nitelik eksikliği bulunmaktadır. Sorunları tespit ederken buna eğitimden başlamak gerekmektedir. Bu konuda tarafımca bir meclis araştırma önergesi de verilmiştir. Türkiye’de 2023 yılı itibarıyla 84 hukuk fakültesi bulunmaktadır. Bu fakültelerin 38’ i devlet üniversitelerinde, 35’i vakıf üniversitelerinde ve 11’i KKTC’ de bulunmaktadır. 2012’de 78 bin olan avukat sayısı, 2022 sonunda 175 bine dayandı. Avukat sayısı son 5 yılda yüzde 64, son 10 yılda ise yüzde 123 artış göstermiştir.  Henüz uygulanmaya başlanmayan Avukatlık sınavı bir çözüm olmaktan ziyade, işsizler ordusu yaratacaktır. Belki avukatlık sınavı kaliteyi yükseltme amacına hizmet edecek, ama sınavda başarılı olamayanların da mesleki perspektifleri tamamen ortadan kalkacaktır. O nedenle de yeni hukuk fakültesi açmak yerine, mevcut hukuk fakültelerinin niteliğini artırmak başlıca amaç olmalıdır” şeklinde konuştu.   “ATAMALARDA GÜVENLİK BİLGİLERİ ÖNEMSENMİYOR!” Milletvekili Olgun, şunları kaydetti: “Sayın Adalet Bakanının son yaptığı personel atamalarında, güvenlik bilgilerinin önemsenmediği, güvenlik kaydı bulunan şahısların atamalarının siyasi referansları sayesinde, ilgili Adalet Bakan Yardımcısının baskılarıyla yaptırıldığı açıkça ifade edilir hale gelmiş bir husustur. Bazı komisyon başkanlarının ise baskılara boyun eğmeyerek, “Vatan hainlerinin atanmasına sebep olacağıma, ağır ceza başkanlığını bırakırım” diye rest çektiği, bu rest çekenlerin de kararnamede yine aynı bakan yardımcısı tarafından görev yerlerinin değiştirileceği söylentileri yine yargı camiasının gündemindedir. Adalet bakanlığı bünyesinde, tayin taleplerinde bulunan yargı çalışanlarının taleplerinin, yasal mazeretlerine göre değil, sendikalarına göre yapıldığı artık adliyelerde dahi yüksek sesle konuşulmaktadır. Kısacası; yasal mazereti olup, tayin olamayan bir zabıt kâtibi yerine hiçbir yasal mazereti olmayan, hatta mevzuat gereği atanmaması gereken yeni memurlar, sırf hükümetin sendikasına üye oldukları ve AK Parti’den telefonla bakanlık bürokratlarını arattıkları için tayin edilmektedir. Bu şekilde yüzlerce atanan personelin varlığı da bilinmektedir. Hal böyle iken, iktidar sözcülerinin her birinin  “Yargı bağımsızlığı “Nutukları atması abesle iştigal değil de nedir?”
Reklamı Geç
Sayın Gayrimenkul