Anadolu’nun en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olarak kabul edilen Sagalassos, yürütülen titiz arkeolojik çalışmalarla Roma İmparatorluğu döneminin sosyal ve mimari zenginliğini günümüze taşıyor. Bir enerji şirketinin 2005 yılından bu yana sağladığı destekle devam eden Sagalassos Arkeolojik Araştırma Projesi, bu yıl 20. yıl dönümünü kutluyor.

Projede 20 Yıllık Dönüm Noktası ve Yeni Keşifler
Projenin 20. yılı vesilesiyle destekçi kuruluşun Genel Müdürü ve beraberindeki heyet, kazı alanında incelemelerde bulundu. Ziyaret sırasında heyete, Agora Gymnasiumu, Güneydoğu Caddesi ve Sokak Çeşmesi’nde yürütülen restorasyon çalışmaları hakkında detaylı bilgi verildi. Ayrıca, son kazılarda gün yüzüne çıkarılan sfenks tanrı Tutu figürü ile biri ay tanrısı Men’e, diğeri ise Hermes’e ait olan iki adet gerçek boyutlu mermer heykel de tanıtıldı.

Destekçi kuruluşun Genel Müdürü, yaptığı konuşmada, 20 yıldır bu önemli kültürel mirasın ortaya çıkarılmasına tanıklık etmekten gurur duyduklarını ifade etti. Antoninler Çeşmesi’nin yeniden ayağa kaldırılmasının arkeoloji dünyası için bir dönüm noktası olduğunu belirten Genel Müdür, “Yukarı Agora, Akdeniz’in en iyi korunmuş antik meydanlarından biri olarak ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunuyor,” dedi. Projenin başarısının çok yönlü bir işbirliğine dayandığını vurgulayarak, 2024 yılı itibarıyla Koç, Bilkent, KU Leuven ve Brüksel Vrije gibi saygın üniversitelerin oluşturduğu bir konsorsiyum tarafından yürütüldüğünü belirtti.

“Uzun Soluklu Katkı Kurumsal Kimliğimizin Parçası”
Gelecek yıl 65. kuruluş yılını kutlayacaklarını belirten Genel Müdür, “Sektördeki öncü rolümüzün yanı sıra toplumsal, kültürel ve bilimsel değerler üretmeyi kurumsal kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Bu nedenle projelerimizin uzun soluklu olması bizim için çok kıymetli. Sagalassos’taki 20 yıllık varlığımız da bu anlayışımızın en somut göstergesidir,” şeklinde konuştu.

Depremin Mühürlediği Kent: Sagalassos
Sagalassos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Peter Talloen, kentin olağanüstü korunma durumuna dikkat çekti. MS 7. yüzyılda yaşanan büyük bir depremle tüm yapıların toprak altında kaldığını belirten Talloen, “Bu yıkım, kenti adeta dev bir yapboz gibi koruma altına almış. Modern bir yerleşimin yakınında olmaması sayesinde yağmalanmamış. Bu sayede, görkemli yapıları orijinal parçalarıyla yeniden ayağa kaldırma gibi nadir bir fırsata sahibiz,” dedi.

2029’a Kadar Sürecek Çalışmalarla Kent Canlanacak
Projenin 2029’a kadar olan yol haritası da netleşmiş durumda. Bu süreçte Agora Gymnasiumu’nun restorasyonu ile Güneydoğu Caddesi ve Sokak Çeşmesi’nin anastilosis (orijinal mimari elemanlarla yeniden kurma) çalışmalarının tamamlanması hedefleniyor. Bu çalışmalar bittiğinde, ziyaretçiler kentin otantik yollarını kullanarak Yukarı Agora’ya ulaşma deneyimini yaşayabilecekler. Ayrıca, Sokak Çeşmesi’ne yeniden su getirilerek bu alanın özgün işlevine kavuşturulması ve MS 6. yüzyıla ait antik döşemenin giriş yolu olarak kullanılması gibi projeler de planlar arasında yer alıyor.