Daha düne kadar tanımıyordum Laçin Akyol’u!
Bir melek gibi, ak bir yıldız gibi dünyamızdan kayıp gidince duyduk ve tanıdık.
Televizyonlar, elinde kemanıyla gösterdi bize. Küçük bedeni müziğin tınısıyla sanki gök yüzünde bulutlar üzerinde uçuyor gibiydi… televizyondaki görüntüsü öyleydi ama, gerçekten o uçup gitmiş dünyamızdan.
İsviçre’de müzik eğitimi alıyormuş. Kayak yaparken ayağını kırmış, baba ocağı Mersin’e dönmüş. Anne ve babası Devlet Opera Sanatçısı: Övül ve Mahmut Akyol. Kızlarının ayağını kırmasına çok üzülmüşler, ama kırık ayakla da olsa “Hasrete“ çare olmuş. Doya doya sarılmış ve kucaklamışlar kızlarını. Bu sevgi unutturmuş Laçin’e ayağını. Kırık ayakla dolaşmaya başlamış Mersin’i…
25 Ocak 2025 günü Mersin, Adnan Menderes Bulvarı’nda karşıya geçerken bir oto çarpmış. Üniversite Hastanesi’ne kaldırılmış, 06 Şubat tarihine kadar yoğun bakımda yaşam mücadelesi vermiş. Sonra acı gözyaşları ve dünyadan ayrılış!
Laçin Akyol’un kısa hayatına kısa bir bakışla göz gezdirelim dualarımızla.
Anne ve babasının sanatçı olması onu etkilemiştir tabi. Küçük yaşta kemanı eline bir almış bırakmamış bir daha yatarken bile. Şimdi, onun kemanı yatağının üstünde onu bekler gibi. Sanat disiplinini anne ve babasından almış, hiç aksatmamış derslerini. Cumhurbaşkanlığı Senfoni orkestrasında çoğu kez sahne almış.
2015 yılında Uluslararası Grumlaux genç Kemancılar yarışmasında üçüncü olunca Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan, bir keman hediye etmiş kızımıza. O sevinçle gece gündüz çalışmış ve 2016 yılındaki aynı yarışmadan ikincilik kazanarak dönmüş.
12 yaşında, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni orkestrası solist yarışmasında tüm rakiplerini geride bırakarak birinci olmuştur. Bu başarılar onu İsviçre’ye uçurmuş, Müzik eğitimi almaya başlamıştır. Karlar ülkesinde ayağını kırmış, memleketine dönüş ve talihsiz kaza. Adnan Menderes Bulvarı’n da hız sınırı 50 km. kanunla sınır koy insanlar eğilmedikten sonra, yasaya uyulmadıktan sonra neye yarar.
Cenaze namazında Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı sn. Vahap Seçer: “Gelecek vadeden sanatçı ruhlu bir evladımızı kaybettik.” Diyor.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü sn. Tan Sağtürk: “Hiçbir şekilde onun yeri doldurulamayacaktır.” Derken acı gerçeği ifade ediyordu.
Gerçek acıydı ama daha acısı babasını yaş günü, kızının ölüm gününe rast gelmesi. Mahmut Beyin bundan sonra yaş günü olmaz diyeceğim ama, bakın aile ne karar almış:
Kızımız Laçin’in organlarını bağışlıyoruz…
Demek ki Laçin yaşayacak!…
Karaciğerini yıllardır hasta yatağında karaciğer bekleyen (…….) Malatya’lı bir hastaya bağışlanmış.
Böbreğinin birini Kayseri’li bir hastaya,
Diğerini memleketlisi bir hastaya verilmiş.
Laçin öldü denilebilir mi?
Üç kişiye can vermiş, çaresizliklerine çare olmuş…
Organlarımız bizimle birlikte toprak olacağına insanlara “Can” olması daha insani değil mi?
Ruhumuzda, organlarımızda Allah’ın bize geçici “Kullanma hakkı” verdiği şeyler değil mi?
İNSANI YAŞAT Kİ SENDE YAŞAYASIN….
Mutlu kalınız….