Bu proje, engelli bireyleri ve onların kıymetli ailelerini, sadece fiziksel ihtiyaçlarıyla değil, asıl olarak manevi ve ruhsal ihtiyaçlarıyla ele alıyor. Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu kutsal çatı altında, bir yandan Kur’an kurslarıyla gönülleri aydınlatırken, diğer yandan da “Engelsiz Aile Okulu” gibi projelerle toplumun en hassas noktasına dokunması, ne kadar doğru bir yolda olduğumuzun en güçlü kanıtıdır.
***
Seminerde ele alınan her konu, aslında maneviyatımızın ne kadar kapsayıcı ve kucaklayıcı olduğunu bir kez daha gösterdi. “Kur’an ve Sünnet Işığında Aile Olmak” gibi başlıklar, engelleri aşan sevgi, sabır ve fedakârlık kavramlarının temellerini yeniden hatırlattı. Bu seminer, aile kurumunu sadece biyolojik bir bağ olarak değil, aynı zamanda manevi bir kale, her türlü zorluğa karşı bir sığınak olarak güçlendirmeyi amaçlıyordu. Engelli bireylerin ve ailelerinin toplumda kendilerini yalnız hissetmemesi, bir bütünün ayrılmaz bir parçası olduklarını bilmeleri, ancak aile değerlerimizin ve maneviyatımızın güçlenmesiyle mümkün olacaktır.
Gerçek engelsizliğin, sadece fiziksel bariyerlerin kaldırılmasıyla değil, asıl olarak kalplerdeki ön yargıların, cehaletin ve duyarsızlığın aşılmasıyla mümkün olduğunu bu projede bir kez daha gördük. Bu tür seminerler, bizlere bir tebliğ, bir bilinçlendirme aracı olarak toplumsal değerlerimizi yeniden inşa etme fırsatı sunuyor.
***
Günümüzde aileler, sosyal medyanın yanlış yönlendirmeleri ve hızla değişen dünya düzeni içinde savruluyor. Bu durum, maalesef ki sevgi, saygı ve bağlılık gibi temel değerleri erozyona uğratıyor. Bu seminer, tam da bu noktada devreye girdi. Konuşmacı hocalar, aile içi iletişimin, karşılıklı anlayışın ve manevi bağların ne denli önemli olduğunu vurgularken, bu değerlerin bir aileyi ayakta tutan en sağlam sütunlar olduğunu hatırlattı. Seminer, bir ailenin manevi boyutunu yeniden keşfetme, birbirine karşı daha anlayışlı olma ve karşılaşılan zorlukları birlikte aşma davetiydi.
Unutmayalım ki, bir toplumun gücü, en zayıf halkasına gösterdiği şefkat ve manevi destekle ölçülür. Afyon’dan başlayan bu gönül seferberliği, engelli kardeşlerimizin sadece varoluşlarını değil, aynı zamanda manevi kimliklerini de onurlandıran, onları toplumun bir parçası değil, ta kendisi olarak gören bir vizyonun habercisidir. Gelin hep birlikte bu manevi uyanışın bir parçası olalım ve gönüllerimizdeki engelleri birer birer kaldıralı
Afyonkarahisar’da düzenlenen Engelsiz Aile Okulu Semineri, sadece bir eğitim programı olmaktan öte, toplumun temel direği olan aile kavramını merkeze alan, manevi derinliği yüksek bir buluşmaydı. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Afyonkarahisar İl Müftülüğü’nün ortaklaşa yürüttüğü bu program, engelli bireylerin ve ailelerinin yaşadığı zorluklara dikkat çekerken, esasında aile içi maneviyatı, sevgiyi ve birliği ön plana çıkardı.
Seminer boyunca konuşmacı hocaların vurguladığı ana tema, bir ailenin sağlamlığını fiziksel şartların değil, kalplerdeki iman ve merhametin belirlediğiydi. Aile Okulu, engelli bireyleri toplumdan ayrı tutmak yerine, onları ailenin ayrılmaz bir parçası olarak görmemiz gerektiğini hatırlattı. Bu yaklaşım, aile içinde yaşanan zorlukların üstesinden gelmenin yolunun, birbirine kenetlenmekten ve manevi bağları güçlendirmekten geçtiğini gösterdi.
***
Seminer sadece engelli bireylerin değil, tüm ailelerin ortak paydası olan birlik, beraberlik ve karşılıklı anlayış konularını ele aldı. Katılımcılar, bu zorlu yolculukta yalnız olmadıklarını hissetti. Bu, hem psikolojik hem de manevi olarak büyük bir destek kaynağı oldu. Engelsiz Aile Okulu, ailede huzurun ve mutluluğun, ancak manevi değerlerle beslendiğinde mümkün olabileceğini somut bir şekilde gözler önüne serdi.
Bu farkındalığı yüksek seminerde emeği geçen :
Afyonkarahisar İl Müftüsü Lütfü İmamoğlu , Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanı Fatih Yıldız, Prof. Dr. İhsan Çapcıoğlu, Dr. Mustafa Mehmetoğlu, Sevdegül Çekiç ve İşaret Dili Tercümanı Tuğba Gülpınar’a , Afyonkarahisar Engelsiz Kur’an kursu Koordinatörleri; Hanife Eser Turguteli ve İsmail Aydın hocalarıma şükranlarımı sunarım.
Maneviyatla şifalanan toplum olmamız ümidiyle….
Kalın Sağlıcakla.