Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

BAKIN SİZE NE ANLATACAĞIM AFYON.. KİLİSEYE GİDEN CAHİL.

Günün birinde Polonya’nın küçük bir köyünde yaşayan 18 yaşında oldukça

Günün birinde Polonya’nın küçük bir köyünde yaşayan 18 yaşında oldukça fakir bir ailenin çocuğu bir genç varmış. Fikir anlamında sürekli bir şeyler düşünür, gücü yettiğince yapmaya çalışır ve ailesine destek olmaya çalışırmış. Bir gün oturduğu parktaki bankette bir gazetede çıkan ilanı mırıldanarak okuyan bir insana kulak vermiş. Gazetede ki ilanı okuyan adama sanırım yorulmuşsunuz, dinleniyorsunuz çantalarınızı evinize kadar götürme karşılığında bana o gazeteyi verir misiniz; çünkü gazeteyi alacak param yok demiş. Adam gerek yok genç, al gazete senin olsun demiş.

 

ERTESİ GÜN

Ertesi gün genç, babasından izin alarak kenarda biriktirdiği az miktarda Polonya Para Birimi olan Zilotiyi alarak Başkent Varşova’ya gitmiş. Varşova ya gelince bir gün önce aldığı gazetedeki sayfayı göstererek buraya nasıl giderim diye önüne gelene sormaya başlamış. Bir süre sonra gazete ilanındaki adrese gelmiş. İçerideki görevli sıranı bekleyeceksin biraz sonra seni içeri alacağız demiş.

 

GİTTİĞİ YER BİR KİLİSE

Gencin Varşova da gittiği yer Ülkenin en büyük kilisesiymiş. Bir süre sonra görevli sıra sende genç rahipler seni bekliyor demiş. Genç elindeki gazeteyle rahiplerin yanına geçmiş. Rahipler otur demişler ve sorular sormaya başlamışlar. Aradan baya bir zaman geçtikten sonra rahipler biz seni çok sevdik, çok farklı bir gençsin. Gazete ilanımızda yer alan “Kilise Hademeliği” işi için buraya geldiğini söyledin bizlere. Seni işe alabiliriz demişler. Hemen ardından gencin önüne bir kâğıt ve kalem koyarak bu sayfadaki bilgileri doldur imzala ve işe yarın hemen başla demişler.

AMA BEN NE YAZIK Kİ..

Gencin yüzü değişmiş,  rahiplerin önüne koydukları kâğıt ve kaleme bakarak “ama ben ne yazık ki Okuma ve Yazma bilmiyorum” demiş. Rahipler şaşırmış. Bu kilisede hademe olabilmen için okuma yazma bilmen gerekiyor, kabul edemeyiz ama senide çok sevdik senin için ne yapabiliriz demişler. Genç sevinçli bir ifade ile Amerika’ya gitmek en büyük hayalim demiş. Rahipler bu çok kolay sana yazılı bir kâğıt ve adres vereceğiz, Amerika’ya gitmen içinde kendi imkânlarımızdan sana yardım edeceğiz demişler ve genci birkaç gün içinde Amerika’ya göndermişler.

30 YIL GEÇİYOR.

Aradan tam 30 yıl geçmiş. Amerika’nın en ünlü Avukatlık Bürosunun sahibi misafirini kapıda karşılamış ve odasına buyur etmiş. Sizinle tanışmaktan ve bundan sonra birlikte çalışmaktan onur duyuyoruz demiş misafirine. Ardından Avukat elindeki dosyayı misafirine uzatarak, Hukuk büromuzu yakından tanımanız için size özel bir dosya hazırladık lütfen inceleyin diye uzatmış. Misafir dosyayı alarak yanındaki arkadaşına vermiş. Avukat ama efendim dosyadaki tüm bilgiler sizin için hazırlandı siz okusaydınız demiş. Misafir Avukata gülerek cevap vermiş. “Ama ben Okuma Yazma bilmiyorum.” Avukat şaşırarak; ABD’nin ilk 10 zengininden birisi nasıl okuma yazma bilmez demiş.

Misafir adam gülerek önüne bakmış, ardından derin bir iç çektikten sonra Avukata cevap vermiş. Avukat bey, eğer Okuma Yazma bilseydim bugün Varşova da bir Kilisede Hademeydim demiş..

ALLAH VERGİSİ KAVRAMI VARDIR.

Bu hikâyeyi çok severim. Çok yakından tanıdığım ve saygı duyduğum Araştırmacı Yazar Adnan Nur Baykal’ın kitabında yer alan bu temayı sizin için biraz daha renkli ve hikâye diline taşıdım. Hepimizin bildiği “Allah Vergisi” adı verilen bir kavram vardır. On binde, yüz binde ya da milyonda birdir. 9 yaşındaki bir çocuk hafız olur Kuran-ı Kerimi ezberler hatta bülbül gibi okur. Bir genç vardır sesi muhteşemdir, bir çocuk vardır bir kâğıda sizin portrenizi tıpa tıp çizer. Bir çocuk vardır sınıfları iki iki atlar süper zekâdır, kimi çocuk vardır okumaktan sıkılır hatta istemez ama yukarıdaki hikâyedeki genç misali kafa zehir gibi ticaret ve girişimciliğe basmaktadır bir bakarsınız büyük bir servet sahibi olur.

HIRS VAR YA O HIRS.

Biraz önce dediğim gibi bunlar Allah vergisidir ve azdır. Önemli olan o vergiyi erken görüp ağacı yaşken anlamak ve köreltmemektir. Bugün ebeveynlerin en büyük hatası çocukları adına gelecek ve meslek çizme noktasındaki hırslarıdır. Yani mükemmeliyetçilik. Tek mükemmel olan bir şey vardır oda şüphesiz HERŞEYİN SAHİBİ OLANDIR.. Öte yanda bu tür anne ve babalar, çocuklarını, dershaneler, testler derken aslında çocuklarından baya baya safkan bir yarış atı olmasını isterler. Aslında yanlış ata oynadıklarını ilerleyen yıllar sonra anlarlar ama iş işten geçer. Akıl insana bahşedilmiş en güzel zenginliklerden birisi olduğuna göre önce anne ve babalar o aklı kullanacak ve hırstan çıkacak. İşte o zaman bu Ülkenin Milli Eğitim sistemi daha yüksek trendlere çıkacak.

HİÇ BİR ŞEYİ BİLEMEZSİNİZ.

Bu nedenle baktınız çocuğunuz müzik aleti çalmaya mı eğilimli, çıkıp çalgıcı olamazsın demeyin. Resim çizerek paramı kazanacaksın, mühendislik varken diyerek aşağılamayın. Baba mesleğine sürdüreceksin, sana okumak yok meslek öğreneceksin kesinlikle hiç demeyin. Belki okuyarak babanın işinin daha büyütecek bir insan olacak bunu bilemezsiniz. Bu Ülkede yemeden içmeden kesip borç harçla okutulan dar gelirli ailelerin doktor olan çocukları da var öte yanda mimar mühendis bir ailenin sanayide çırak olarak işe başlayıp bugün devasa servis istasyonuna sahip olan usta çocukları da var. Afyon Eşrafı ve Sanayici Ailelerinin bugün 3. ve 4. Kuşak nesline baktığımızda babadan, dededen kalan işin dışında meslek seçimleri olduğunu yakından görüyoruz. Örnek ve ikilemler bitmez çoktur.

DESTEK İSTEYİN.

Baktınız çocuğunuz okumak istemiyor ve bundan çok rahatsızsınız. Baskı yapmayın neye meyilli olduğunu anlamaya çalışın. Ama benim çocuğumun doğduğu günden beri geleceği ve mesleği ile ilgili hayallerim vardı demeyin. Yok anlayamıyorum çocuğumun neye meyilli olduğunu diyorsanız da bu konuda Ülkemizde kendini ispatlamış olan Rehberlik Uzmanları ve Psikologlardan destek isteyin.

DEVLETE BAKIN.

Kısaca, Devlet artık beyin göçü olmasın diyor. Her yıl yapılan Teknofest gibi düzenlenen organizasyonların amacının insanları sadece eğlendirmek olduğunu mu düşünüyorsunuz?  Bugün bir kâğıda yazılan bir fikir ya da kartondan yapılan bir maket dünya da önceden hiç yapılmamış bir teknolojinin yeni adı olabilir öte yanda bir yazılım fikri birçok şeyi değiştirebilir. Devlet bir taraftan bunu gözlemlerken siz genç ebeveynler çocuklarınızı daha fazla sıkmakdan gözlemleyin lütfen.

 

OKU ARAŞTIR ÖNCE KARDEŞİM,

SONRA BANA MESAJ AT.

 

Aşağıdaki watshap mesaj ekran görüntüsü,

21 Ocak 2025 tarihinde yayınladığımız Anıtpark konulu araştırma dosyasını yayınladığım gün telefon numaramı ortak tanıdık bir dosttan alarak bana watshaptan mesaj gönderen bir üstada ait. Bazı yakın dostlarıma bu mesajdan bahsederken bana kim bu demesinler diye rumuzla göndermiş kim olduğunu bilmiyorum dedim. Yani ismi Gazetecilik hakkım gereği saklama hakkını kullandım; sonuçta hakaret yok, bilgisizlik var. Buradan da tüm okuyucularımla paylaşarak olası bu şekilde düşünen başkaları da varsa aydınlatmak istedim.

Öncelikle olarak 1936 yılında Dolar tabi ki vardı hatta öncesinde de vardı. 2 Nisan 1792 tarihinde ABD Kongresi Ülkenin ulusal para birimi olarak Dolar’ı kabul etti ve 233 yıldır Dünya’da Dolar var. Allahtan bana yazdığın mesajda 1936 yılında Dünya üzerinde Dolar diye bir şey yoktu diye yazmamışın sevgili üstad. En azından buna çok sevindim.

1936 yılı ve öncesinde yani Osmanlı Döneminde Dolar tabi ki vardı. Bazı tarihçilere göre 1854 yılından itibaren dış ticaret borçlanması nezdinde Osmanlı da, Dolar varlığı olduğu belgelerde bilinen bir gerçektir. Yani Doları bu Ülkenin insanları 1854 yılından beri biliyor diyebiliriz.

Yanılmış olduğun bir diğer konu ise mesajda bana yazdığın 1930 lu yıllarda Türkiye de Dolar yoktu taşıyanlarda cezaevindeydi kısmı. Bu bilgi tema olarak doğru ama yıl olarak yanlış. Türkiye de 1980 ve öncesinde Dolar taşımak suçtu, kaçakçı sayılır ve Ağır Ceza da yargılanırdı. Türkiye ye Dolar getirecekler özellikle gurbetçiler ve iş dünyası Merkez Bankasında kayıtlı hesap açardı.

Bu süreç kulağımıza yabancı gelmeyen tarihi ve meşhur 24 Ocak Kararları olarak bilinen 24 Ocak 1980 de çıkartılan Kanunla sonlandırılmış ve kademeli serbest döviz kuru politikasına geçiş başlamıştır. Belirttiğin Borsa yoktu konusuna girmeyeyim çok uzun bir konu çünkü.

Kısaca bir yorum yapmadan önce araştırmakta her zaman yarar vardır. Doğruyu bilmeden, bildim diye düşünmek bir insanın yaşamı boyunca rotasını yanlış belirlemeyi sağlar. Manşette yazdığıma bakma yeter ki oku ve araştır sonra bana mesaj atmaya bile inan gerek duymayacaksın.

 

DEĞERLİ MİSAFİRPERVEKLİKLERİ İÇİN

TEŞEKKÜR EDİYORUM

 AFYONKARAHİSAR GARNİZON KOMUTANLIĞI

Geçtiğimiz hafta çok değerli 3 kişiyi Makamlarında ziyaret ederek sohbet etme şansı yakaladım. İlk ziyareti aynı gün Afyonkarahisar Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Dağlı’ya gerçekleştirdim. Kendisine biraz geçte olsa hem bir hoş geldiniz dedim hem de yaptığım çalışmalar ile ilgili bilgiler aktardım. Garnizon Komutanları noktasında gerçekten şanslı bir şehiriz bu vesileyle Sevgili Komutanımıza tekrar hoş geldiniz diyorum.

 

AFYONKARAHİSAR İL JANDARMA KOMUTANLIĞI

 Aynı gün ikinci ziyareti göreve başladığı günden bu yana geniş vizyonu ve mesleki anlamda doluluğu noktasında son derece saygı duyduğum İl Jandarma Alay Komutanımız Jandarma Albay Tolga Yağan’a gerçekleştirdim. Tolga Albay ile uzun zamandır sohbet etmiyorduk; İlimizde uzun seneler görev yapması dileğiyle kendisine selamlarımı sunuyorum tekrar.

AFYONKARAHİSAR DEFTERDARLIĞI

Günün son ziyaretini ise İlimizde bir süre önce göreve yeni başlayan Afyonkarahisar Defterdarı İbrahim Gündüz’e gerçekleştirdim. Bir önceki Afyonkarahisar Defterdarı Mehmet Ar gibi mesleğinde fazlasıyla liyakatli, prensipli ve  son derece naif İlimiz olan yeni Afyonkarahisar Defterdarı İbrahim Gündüz ile tanışmaktan onur duydum. Kendilerine üstün başarılar diliyor ve selamlarımı iletiyorum.

HER BİRİNE TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM.

Bu vesileyle her birine öncelikle kadim misafirperverlikleri için şahsım ve Gazete 3 olarak yürekten teşekkür ediyor ve çalışmalarında bir fiil üstün başarılar diliyorum. Sağ olsunlar Var olsunlar.

 

 

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Gazete3.com.tr editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle Gazete3 sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz.