Kanal3’te Megabirlik Genel Müdürü Selcen Dilek Çöygün’ün sunduğu Mega Siyaset Seçim Özel programında konuşan CHP Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal, “Ben Afyonkarahisar sevdalısıyım. Afyonkarahisar’ın komşularımız Denizli, Eskişehir gibi kalkınan gelişen özellikle Eskişehir gibi Dünya kenti olmasını isteyen bir insanım” dedi. Kanal3’te Megabirlik Genel Müdürü Selcen Dilek Çöygün’ün sunduğu Mega Siyaset Seçim Özel programına konuk olan CHP Grup Başkanvekili, Afyonkarahisar Milletvekili ve Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal, yerel seçimlerle ilgili olarak açıklamalarda bulundu.  Köksal, 8 yıldır Afyonkarahisar’ın hakkını, hukukunu her platformda savunduğunu, işçinin, çiftçinin, emeklinin, memurun, toplumun her kesiminin sesi olmaya çalışmış bir milletvekili olduğunu belirterek, “TBMM’de Afyonkarahisar’ımızı en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım. Sorunların çözümü için hep mücadele ettim. Bazen ikili ilişkilerle bazen de Meclis kürsüsünde tüm sorunlara haykırarak çözüm noktasında elimden geleni yapmaya çalıştım ve özellikle büyük oranda katkı sunduğuma da inanıyorum. Çözüme ulaşmayan şeyler oldu mu oldu. Ama ben elimden gelen mücadeleyi gösterdim. Bunu da bütün Afyonkarahisarlı hemşerilerim biliyor. Ama 3 yıldır içimde olan bir sevda vardı. Belediye başkanı olmak memleketime hizmet etmek. Ben Afyonkarahisar sevdalısıyım. Afyonkarahisar’ın komşularımız Denizli, Eskişehir gibi kalkınan gelişen özellikle Eskişehir gibi Dünya kenti olmasını isteyen bir insanım. Onun içinde baktım gördüm ki belediyecilik anlamında bir türlü hak ettiği yere gelemedi. Benim memleketim istenen belediyeciliğe kavuşamadı” dedi. “AFYONKARAHİSAR’I KUCAKLAYACAĞIZ VE HAK ETTİĞİ NOKTAYA GETİRECEĞİZ” “Allah birçok nimeti vermiş. Bu memlekete tarım var. Hayvancılık var. Bölgeleri birbirine bağlayan bir il termalin, mermerin Başkenti Kurtuluş savaşı bu topraklarda geçmiş. Frig Vadimiz var. Birçok güzelliğe sahibiz. Ama bir türlü hak ettiğimiz yere gelemiyoruz” diyen Köksal, açıklamasının devamında, “Her 5 yılda bir vaatler veriliyor. Ama belediyecilik sadece kaldırım ve parke taşı değiştirmekten öteye gidemiyor. Maalesef işte bu yüzden dedim ki ben elimi taşın altına koyacağım ve bu memlekete gerçekten belediyecilik nasıl yapılır. Sosyal belediyecilik nasıl olur. Bir kent nasıl kalkınır gelişir. Bunu göstereceğim dedim. Bu şiarla yola çıktım. Sahada da çok olumlu dönüşler alıyorum. Çünkü bu bir siyasi parti seçimi değil. Gönül işi bana birileri bu görevi tebliğ etmedi. Sen aday ol falan demedi. Ben gönüllü olarak yola çıktım. Bakın 3 yıldır ben belediye başkanlarıyla görüşüyorum. Birçok yere partim tarafından görevli olarak görevlendirildim gittim. Buradaki başarılı belediye başkanlarımızla konuştum. Dedim ki başarılı olmak için ne yaptınız? Hepsi şunu söyledi. Ortak noktada bir kenti seveceksin. İki arkanda kalıcı eserler bırakmak isteyeceksin. Dedim ki bunların ikisi bende var. Ben memleketimi çok seviyorum ve arkamda güzel eserler bırakmak istiyorum. O zaman yola çıkmalıyım ve vatandaşlarımızın da teveccühüyle partimizin de ortak uzlaşısıyla bu yola çıktım. Sahada da vatandaşlarımız hemşerilerimiz bunu görüyorlar. Afyonkarahisar’a hizmet etmek istediğimi ve 8 yıllık Milletvekilliği performansımı da değerlendiriyorlar. Çünkü ben kimseye siyasi görüşünü sormadan kimseyi ayırt etmeden herkes kim bana ulaştıysa herkes için elimden geleni yapmaya çalıştım. Belediye başkanı olarak da aynı şekilde hiç kimseyi ayırt etmeden hizmet edeceğim. Zaten parti rozetimiz çıktı. Gördüğünüz gibi ay yıldız rozetimizle bu memleketi bu şehri kucaklayacağız ve hak ettiği noktaya getireceğiz. Vatandaşlar bir kere Afyonkarahisar Belediyesi’nin gelirlerinin tüm Afyonkarahisar için doğru yerde doğru projeye harcanmasını istiyor. Paranın çar çur edilmesini istemiyor. Ayakkabı değiştirir gibi kaldırım ve parke taşı değişmesini istemiyor. Vatandaş diyor ki: ‘Ben şehrimde gittiğim zaman bir İstanbul’a, Ankara’ya, Eskişehir’e işte Denizli Merkez Efendi Belediyesi’ne, Aydın’a, Antalya’ya Adana’ya gördüğüm belediyeciliği Afyonkarahisar’da da görmeliyim” dedi.  “TRAFİKTE ÇİLE ÇEKTİREN DEĞİL ÇÖZÜM ÜRETEN BİR BELEDİYE OLACAĞIZ” Trafikte çile çektiren değil, çözüm üreten bir belediye olacaklarını kaydeden Köksal, “Trafik çok ciddi anlamda sıkıntı bunu da kent ulaşımı bilim adamlarının yapacağı planlamalarla yapacağız. Bakın uzun vadeli master planları gerekiyor. Trafik sorununu çözmek için 5 yıllık günü kurtarmaya yönelik planlar programlamalar değil. Uzun vadeli planlar yapacağız. Mesela otopark alanlarının yapılması gerekiyor. Kurra Camii’nin yanı yıkılmıştı. Otopark yapılmadı. Oraya acilen bir katlı otopark ihtiyacı var. Yine yıkılan bir 2.Belediye Şehir Çarşısı var. Onun altına katlı otopark yapacağız. Üstüne iş yeri oradaki esnaflarımız mağdur edilmişti. Ne yazık ki haklarını alamadılar. Çok düşük bedeller çıkartıldı. O esnaflarımızı da çağıracağız. Onlarla oturacağız konuşacağız helalleşeceğiz ve onlara da iş yerlerini vereceğiz. Çünkü onların ekmek teknesiydi. Ellerinden 3 kuruş verilerek alınmak istendi. Yıkıldı orası ve o insanlar şu anda mağdur durumda onlarında mağduriyetini gidereceğiz. Altına da katlı otopark yapacağız. Yine battı çıktılar yapılacak. Belli noktalara özellikle 2.nci Küçük Sanayi Sitesi’nin giriş ve çıkışlarını kolaylaştırmak için çevre yolu Hoca Ahmet Yesevi kavşağından 2.nci Küçük Sanayi Sitesi’ne ulaşımı kolaylaştırılacak Akarçay köprüsü ve bağlantı yollarını tamamlayacağız. Yine Ankara yolu Fuar kavşağına bir battı çıktı yapılacak. Afyonkarahisar’ın en hızlı gelişen mahalleleri Kanlıca, Esentepe, Ataköy ve TOKİ konutlarından kent merkezine Erkmen ve Çakırköy’le Zafer Kent Parkı’ndan, İzmir kara yoluna ulaşımı sağlayacak bağlantı yollarını yapacağız” ifadelerine yer verdi. “ÖNÜMÜZDEKİ 20, 30, 50 YILI KURTARACAK PLANLAMALAR YAPMAK İSTİYORUZ” Afyonkarahisar’ın 20,30,50 yılını kurtaracak planlamalar yapmak istediklerini kaydeden Köksal, “Önümüzdeki 15-20 yılın sorunlarından birisi karavan otoparklar olacak. Bunlarla ilgilide otopark yerleri açacağız. Yani şehir büyüyor gelişiyor. Ona göre araç sayısı artıyor. İşte karavan sayısı artıyor. Minibüs sayısı artıyor. Bunlara ilişkin otoparklarında planlanması gerekiyor. Bunu yapacağız. Birde kamu binalarını biraz daha etrafa dağıtmak gerekiyor. Şehir içi trafiği rahatlatmak için bununla ilgili çalışacağız. Ayrıca belediyenin hizmet birimlerini de biz mesela Fatih tarafına Sahipata tarafına işte bir Uydukent tarafına hizmet birimleri kuracağız. Böylece Sahipata’da, Fatih’te, Kanlıca’da, Eşrefpaşa’da ya da Uydukent’te oturan hemşehrimiz vatandaşımız belediyedeki bir işini görmek için merkeze gelmek zorunda kalmayacak. Oradaki hizmet birimlerine ulaşacak. Orada işini görecek. Hem belediyeye daha kolay ulaşacak. Erişebilir olacak belediye hem de şehir içi trafiğine girmemiş olacak. Vatandaş içinde evine en yakın hizmet birimine ulaşmak daha iyi bizler içinde trafik en azından şehir trafiğine girmemiş olacak. Bunu da yapacağız” ifadelerine yer verdi. “SURİYELİ SIĞINMACILARI, AFYON’DAN GÖNDERECEĞİZ” Mecidiye Mahallesi’nin ve Kurtuluş Caddesi’nin daha işler, canlı olması gerektiğini ifade eden Köksal, “Oradaki esnaflarımızın kazanması gerekiyor. Mecidiye’de çok yoğun sığınmacılar var. Kentin birçok noktasına Suriyeli sığınmacılar dağılmış durumda ama Mecidiye’de çok yoğun üstelik Mecidiye’ye El Mecidiye deme cüretini gösteriyorlar. Belediye Başkanı olduğumda o Suriyeli sığınmacıları bu memleketten göndereceğiz. Mahallelerimiz de yaşayan dar gelirli ihtiyaç sahibi hemşehrilerimizi tespit edeceğiz. Bir mahalledeki garibanı, yoksulu, dar gelirli, ihtiyaç sahibi vatandaşı en iyi muhtarla, bakkal bilir. Zafer Kart diye bir kartımız olacak. Onu vereceğiz, içinde para olacak, mahallede anlaştığımız yerel esnafa gidip Zafer Kart’la alışverişi yapabilecek” dedi. Afyonkarahisar’daki yatırımcılara ve diğer illerden Afyon’a yatırım yapmak isteyen yatırımcılara arsa tahsisi gibi bir takım teşvikler için ön ayak olacaklarını ifade eden Köksal,    “Bizim yeni iş kollarına yeni fabrikalara ihtiyacımız var. Burada kornişon salatalık üretiliyor. Türkiye’de en fazla üretim yerlerinden birisi Çıkrık, Beyyazı kasabalarında çok üretilir. Bütün turşu fabrikaları gelip turşuluklarını oradan alıyorlar. Götürüp kendi fabrikalarında işliyorlar. Şimdi ham maddeyi üreten biziz niye Afyonkarahisar’a bir turşu fabrikası kurulmuyor?  Ham madde bizde üretiliyor. Direk alıp götürüp fabrikada işleyebiliriz. Yani maliyette düşer ulaşım bakımından maliyeti de düşürmüş oluruz. Burada hem şehrin ekonomisine katkı sağlar bu iş hem de bir çok hemşerimiz gidip orada iş imkanı bulmuş olur. Birçok aile bu sayede ekmek yer burada Sandıklı’nın seralarında 12 ay boyunca domates yetişiyor. Yine çevre civar şu anda mahalle olmuş ama köy olarak kalan İsmailköy gibi Saraydüzü gibi veya işte Sadıkbey gibi Çakırköy gibi yerlerde hala daha insanlar meyvecilik sebzecilik yapıyorlar. Yani tarım ve hayvancılıkla iştigal ediyorlar. Şimdi burada niye bir salça fabrikası kurmuyoruz? Yani biz bunun üretimini yapıyoruz. Pek hala ham maddesi üretiliyor. İstendikten sonra üretilir de bir salça fabrikası kurulsa şehrin ekonomisine katkı yine dediğim gibi çalışmak isteyenlerin iş imkanı tekstil bakın Denizli tekstilin başkenti ama Afyon aslında Denizli’yi bu noktada geçebilir. Neden biraz önce söyledim bölgeleri birbirine bağlayan bir il ulaşım bakımında avantajlı bir memleketiz biz niye bu avantajı kullanmıyoruz. Ulaşım daha kolay olacağı için daha kısa sürede ulaşacağı için maliyet düşer iş insanının da işine gelir aslında burada tekstil üretimi yapmak ama siz onu teşvik etmezseniz kolaylaştırmazsanız yapmaz yatırımını veya mevcut yatırımcıyı bezdirmek adına uğraşırsanız yatırımını çeker gider şimdi benim istediğim Afyonkarahisar bahsettiğim gıdadan tekstile kadar birçok iş kolunda yeni fabrikalar iş yerleri açılan bir Afyonkarahisar bunun içinde belediye başkanı olarak ön ayak olacağım” dedi. “CEPLERİNDEN BİR KURUŞ HARCATMADAN ONLARI EV SAHİBİ, İŞ YERİ OLANLARINDA İŞ YERİ SAHİBİ YAPACAĞIZ” Gençlerin iş bulamadıkları için başka memleketlere göç etmek zorunda kaldığını belirten Köksal, “Ben göç veren değil göç alan ve herkesin kazandığı bir Afyonkarahisar hayal ediyorum. Kadın işsizliği yoğun bu memlekette işte kadın arkadaşlarımız çalışmak istiyorsa açacağımız bu fabrikalarda gidip çalışabilirler. Tekstilde veya gıda iş kolunda veya iş yeri açacaksa KOSGEB’le de iş birliği yapacağız. Kadın girişimciler için KOSGEB’le iş birliği yapıp hibe ve kredilerden en iyi şekilde yararlanmaları için çalışacağız. Ayrıca bir Zafer Kadın Kooperatifi kuracağız. Onu da evde üretim yapan kadınlar için evde el işi üretimi yapan veya gıda maddesi üreten işte tarhana yapıyor. Mantı yapıyor. Erişte kesiyor. Boncuk işi yapıyor. El işi yapıyor. Takı yapıyor. Bunu yapan kadınlarımız var. Çok yetenekli onlar içinde Zafer Kadın Kooperatifi kuracağız. Her ev atölye olacak. Açacağımız tanzim satış noktasıyla hem ürünlerini satacaklar. Hem de İzmir, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerde onlar için pazar açacağız. Ben Mansur Başkanla da, Ekrem Başkanla da bunu görüştüm. Bize gönderin biz burada satarız bize satış yapın diyorlar. Bu konuda pazar sıkıntısı da çekmeyecekler. Yani hem dışarda çalışmak isteyen kadın arkadaşlarımız için iş sahası hem de evde üretim yapan kadın arkadaşlarımız içinde kadın kooperatifi vasıtasıyla bir Pazar açmış olacağız. Yine kadınlar için çalışma hayatında ikinci bir konu var. Çocuklarını bırakacak yer bulamıyorlar. Kreş yok. Yani yeterli değil. Ya da fiyat olarak aldığı maaşın 3 te 2 sini kreşe ödemek zorunda oda olmuyor. Bunu da açacağımız kreşlerde belediye kreşlerinde anneler çocuklarını kreşimize bırakacaklar. Gidip huzurla iş yerinde çalışacaklar çocuklarda orada eğitim öğretim görecek annenin çalışabilmesi için hem ona iş alanı sağlayacağız. Hem de çocuğunu huzurla güvenle bırakabileceği belediye kreşlerini açacağız. Bu bizim öncelikli yapacağımız işlerden birisi olacak. Ayrıca yine kadınlar için İŞ-KUR’la iş birliği yapıp meslek edindirme kursları açacağız. Yani hanımlar kendi semtlerinde gidip o meslek edindirme kurslarında ister meslek edinmek için isterse hobi için kurslara devam edebilecekler. Ayrıca yine maddi durumu iyi olmayan dar gelirli ailelerin üniversiteye ve liseye hazırlanan çocukları için ücretsiz kurs düzenleyeceğiz. Maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocukları için açacağımız o kurslarda ücretsiz olarak o çocuklarda diğer kendi akranları gibi gidip üniversiteye ve liseye en iyi şekilde hazırlanmaya çalışacaklar. Onu biz temin edeceğiz. Yine Zafer Kart alan ailelerin çocuklarına 0-24 ay arası bebeklerine mama ve bez desteği sağlayacağız. Bu ihtiyaç sahibi ailelerin çocukları için halk süt desteğimiz olacak. 24 aydan büyük çocuklara bunu çok önemsiyorum. Halk sütü çünkü maalesef çocuğuna süt alamayan süt parası bulamayan ailelerimiz var. Ben çocukların iyi beslenmesi ve iyi eğitim alması için çalışacağım. Bir anne olarak bu noktada da kantin desteği okula giden çocuklarımız için kantine gidip bir simit alamıyor. Suyla karnını doyuruyor. Çocuk yok çünkü para yok. Ne yapsın. Çaresiz şimdi o çocuklarımız için kantin desteği sağlayacağız. O ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına ve her eğitim öğretim yılı başında da anlaştığımız yine yerel kırtasiyelerden kırtasiye desteği sağlayacağız. Evlerinde de ücretsiz internet desteği sağlayacağız. Yani ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının beslenmesi ve eğitimi için belediye olarak üzerimize düşeni yapacağız. Biz parayı boş vaatlere çöp projelere işte kaldırım parke taşlarına ya da birilerini zengin etmeye değil. Vatandaşın refahını yükseltmeye insanların ihtiyaçlarını karşılamaya sosyal belediyeciliğe ayıracağız. Vatandaşa ayıracağız. Şöyle şimdi imarla ilgili 50 yıllık 100 yıllık master planlarının yapılması lazım depreme dayanıklı binaların yapılması lazım deprem bölgesiyiz. Bu noktada kentsel dönüşüm olan 3 mahallemiz var. Sümer, Mısri, Fakıpaşa Mahalleleri bunu her yerde defalarca söyledim. Yine söylüyorum. Bu mahallelerde yaşayan hemşerilerimiz müsterih olsunlar. Ceplerinden bir kuruş harcatmadan onları ev sahibi iş yeri olanlarında iş yeri sahibi yapacağız. Bunu nasıl yapacağız. Çok katlı binalarla bakın Mısri’de 7 kat yapabilirsiniz. Karşısı Karaman’da 7 kat var. Yani zemin etütü bakımından da 7 katı kaldırabilecek bir zemin etütüne sahip Mısri Camii’nin görünüşünü bozmadan oradaki 13 tane tescilli tarihi eserin görünüşünü bozmadan çok katlı bina yaparak altı otopark üstü bina şeklinde yaptığımızda 6-7 kat yaparsanız kurtarıyor 1 daireyi oradaki hak sahibine verebiliyorsunuz diğerlerini de satarsınız burada orada yaşayan vatandaşın cebinden bir kuruş çıkmaz zaten bu 3 mahallede oturan vatandaşlarımızın borçlanarak ev sahibi olması mümkün değil. Çoğu gündelik işlerde çalışan insanlar dul yetim maaşıyla geçinmeye çalışan veya sosyal yardımlarla ayakta durmaya çalışan vatandaşlarımız bu insanların üstüne para ödeyerek tekrar ev sahibi olabilme şansı yok. Ve bunlar için zamanında çok düşük bedellerle evleri ellerinden alınmaya çalışıldı. Biz o zamanda karşı çıktık. Dedik ki yapmayın 3 kuruş verip yerlerinden yurtlarından sürgün etmeyin borçlandırmayın ödeyemezler dedik ki nitekim vatandaş hayır dedi. Ben borçlanarak ev sahibi olamam benim kendi evim bana yapacaksanız bir daire yapın oturtun gerisini ne yaparsanız yapın dedi. Anlamadılar ve çok düşük bedel ödeyerek evlerinden göndermek istediler. Şimdi aynı projeyi uygulamaya çalışıyorlar. Kazanırsak bunu yapacağız diyorlar. Ama hemşerilerimiz müsterih olsun. Kentsel dönüşümü rantsal dönüşüme çevirmeden bu işi tek yapabilecek kişi Burcu Köksal’dır. Çünkü 3 yıldır o mahalleler de yaşayan insanlarla birlikte omuz omuza mücadele ettim. Kürsüde onların hakkını savundum ve en son dedim ki 3 kuruş verip evlerinden atarsanız eğer atmaya kalkarsanız kepçelerin önünde önce beni bulacaksınız dedim. Bunu net söyledim. Şimdi 31 Mar’tta belediye başkanı seçildiğimde ilk yapacağım şeylerden birisi Mısri Mahallesi’nde bir adayı kentsel dönüşümünü tamamlayacağım. Bir ada örnek proje ücretsiz olarak hemşerilerimize anahtarı teslim edeceğim. Ondan sonra zaten örnek projeyi yaptıktan sonra zaten diğerleri arkasından gelecek. Ayrıca bu konudaki samimiyetim belediye meclis üyesi adayımız Kentsel Dönüşüm Derneğinden Derya Palalı da belediye meclis üyesi adayımız bu konuda o mahallede bizlerle birlikte mücadele eden kentsel dönüşüm mağdurlarından birisi kendisi ve mahalleliye de söyledik. Anahtarlarınızı birlikte teslim edeceğiz dedik. Bu benim olmazsa olmazlarımdan birisi yine imar konusunda az öncede söyledim. Yeni yapılacak binaların altına muhakkak otopark yapılması için müteahhitleri teşvik edeceğiz ve imar plan tadilatı gereken bazı bölgeler var. Çavuşbaş gibi yerlerde işte Yenice Mahallesi’nde Akçin’de imar plan tadilatı gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalar yapılacak. Tapu sorunu olan yerler var. Onların sorunlarını çözeceğiz. Yani önümüzde uzun bir yol var ve biz gece gündüz bu yolda çalışacağız. İmarla ilgili burası deprem bölgesi acilen deprem master planı yapılması lazım deprem toplanma merkezi belirlenecek. Binaların depreme dayanıklılığı sağlamlığı çürük bina sağlam bina işte güçlendirme yapılması gereken binalar tespit edilecek. Yıkım gereken bina varsa bu tespit edilecek. Çünkü deprem değil. Bina öldürür. Bu konuda da çalışmalarımızı yapacağız. Bu işin hiç bekletilecek tarafı yok. Çünkü her an depremi yaşayabiliriz. Biz onun içinde yarın deprem olacakmış gibi hazırlıklı tedbirli bir şekilde gideceğiz. Afyonlulara ne sözler veriyoruz. Bir kere Afyonkarahisarlılara Afyonkarahisar Belediyesi’nin gelirlerinin Afyonkarahisarlı hemşerilerimiz için harcanması sözünü veriyoruz. İhalelerin şeffaf olacağı sözünü veriyoruz. Yani şeffaflık ilkesi gereğincede bütün Afyonkarahisar belediyenin yaptığı ihaleleri görebilecek. Yaptığımız tüm harcamalar kuruşu kuruşuna internet sitemizde yayınlanacak. Belediye meclis toplantılarımız canlı yayınlanacak. İnternetten bütün hemşerilerimiz belediye meclisinde ne konuşuluyor. Ne karar alınıyor. Bunu izleyebilecekler. Bir sektörle ilgili karar alınmadan önce o sektörün temsilcileri ile muhakkak görüşülüp görüşleri eleştirileri alınacak veya bir mahalleyle ilgili bir karar alınacaksa mahallenin muhtarı esnafı ileri gelenleri muhakkak görüşülüp konuşularak istişareyle karar alınacak. Afyonkarahisar’ı Afyonkarahisarlı hemşerilerimizle birlikte yöneteceğiz” dedi.