Kamuoyunda ve sosyal medyada yer alan, Samsun ve Zonguldak illerindeki bazı orman arazilerinin yapılaşmaya açılarak talan edildiği yönündeki iddialar üzerine Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) tarafından bir açıklama yapıldı. Merkez, söz konusu iddiaların dezenformasyon içerdiğini ve gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Sosyal Medyadaki İddialar ve Resmi Açıklama
DMM tarafından yapılan açıklamada, devlet ormanlarının mülkiyetinin Hazine’ye ait olduğu ve bu alanlar üzerindeki tüm yetkinin Orman Genel Müdürlüğü tarafından kullanıldığı hatırlatıldı. Sosyal medyada dolaşıma sokulan iddiaların aksine, yapılan düzenlemenin orman varlığına zarar vermediği, aksine Türkiye’nin orman alanlarını genişletme politikasıyla uyumlu olduğu vurgulandı. Açıklamada ayrıca, Türkiye’nin son yirmi yılda orman varlığını 2,6 milyon hektar artırarak ağaçlandırma çalışmalarında Avrupa’da birinci, dünya genelinde ise dördüncü sırada yer aldığı bilgisi paylaşıldı.
Kararın Detayları: Vasıf Değişikliği ve Yeni Orman Alanları
İddiaların odağındaki düzenlemenin, 15 Ağustos 2025 tarihli ve 10212 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na dayandığı belirtildi. Bu karar uyarınca, Samsun ve Zonguldak illerinde, tapu kayıtlarında orman olarak görünmesine rağmen fiili durumda kayalık, taşlık ve verimsiz halde bulunan toplam 99,4 hektarlık alanın orman sınırları dışına çıkarıldığı ifade edildi. Yetkililer, bu işlemin yalnızca orman vasfını tamamen yitirmiş arazileri kapsadığının altını çizdi.
Amaç Orman Varlığını Korumak ve Geliştirmek
Söz konusu kararın en dikkat çekici yönü ise, orman sınırı dışına çıkarılan alanlara karşılık olarak yapılan düzenlemedir. Aynı karar gereğince, çıkarılan 99,4 hektarlık alanın en az iki katına tekabül eden 198,8 hektarlık Hazine arazisi, ağaçlandırılmak ve yeni orman alanı olarak tesis edilmek üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilecektir. Bu sayede, ekonomik veya tarımsal değeri olmayan araziler değerlendirilirken, ülke genelindeki orman varlığının net bir artış göstereceği vurgulandı. Açıklamada, yapılan işlemin arazilerin “talan edilmesi” veya “konut projelerine açılması” anlamına gelmediği, tam tersine orman varlığını koruma ve geliştirme amacı taşıyan yasal bir düzenleme olduğu kesin bir dille ifade edildi.