Akdeniz’deki ısınma tehlikesi: Yerli türler yok oluyor, zehirli balıklar yayılıyor

Küresel iklim değişikliğinin deniz ekosistemleri üzerindeki olumsuz etkileri, Akdeniz’de somut bir şekilde gözlemlenmektedir. Bölgedeki deniz suyu sıcaklıklarında yaşanan artış, yerli canlı popülasyonunu tehdit ederken, istilacı ve zehirli türlerin yayılmasına zemin hazırlamaktadır.

Doğu Akdeniz’de Sıcaklık Değerleri Yükseliyor

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Mavruk, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, Akdeniz’deki ısınmanın son 10 yılda şiddetlendiğini vurguladı. Prof. Dr. Mavruk, “1980’lerden bu yana her on yılda 0.4 santigrat derece artış gösteren Akdeniz suyu sıcaklığı, son dönemlerde 1.5 santigrat dereceye varan artışlar göstermiştir. Özellikle kış aylarında ısınma daha belirgin hale gelmiştir. Bu kış, normalde en yüksek 16-17 santigrat derece olması beklenen su sıcaklığı, 18-19 santigrat derece seviyelerine ulaşmıştır,” ifadelerini kullanarak durumun ciddiyetine dikkat çekti. Bu artışın temel nedeninin, sanayileşmeye bağlı karbon salımlarının yol açtığı sera etkisi olduğu belirtildi.

Ekonomik Değeri Yüksek Türler Yerini Zehirli Balıklara Bırakıyor

Deniz suyu sıcaklığındaki bu artış, bölgenin deniz canlıları için yaşam koşullarını zorlaştırmaktadır. Ilıman sulara adapte olmuş yerli Akdeniz türleri, artan sıcaklıklar nedeniyle daha serin sulara göç etmek zorunda kalmaktadır.

Prof. Dr. Mavruk, bu göçün endişe verici sonuçlarını şöyle özetledi: “Yerli türlerin terk ettiği alanlar, Süveyş Kanalı aracılığıyla Akdeniz’e giren ve sıcak suları seven istilacı türler tarafından dolduruluyor. Geçmişte balıkçılığımız için büyük ekonomik öneme sahip olan ‘Berlam’ gibi türler artık nadiren görülürken, onların yerini dokularında toksin barındıran, ekonomik değeri olmayan ‘Gargur’, ‘Balon Balığı’ ve ‘Aslan Balığı’ gibi türler almaktadır.”

Uzmanlar, bu ekolojik dönüşümün önüne geçilebilmesi için küresel ısınmayla mücadelede uluslararası düzeyde kararlı ve hızlı adımlar atılması gerektiğini, makro politikaların acilen hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu sözlerine ekledi.