Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Varlık ile varoluş birbirinden ayrılır”

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Felsefe Kulübü, Kocatepe Felsefe Sohbetlerinin dördüncüsünü düzenledi. Erdal Akar Konferans Salonunda düzenlenen “Felsefeye Yeni Bir Başlangıç Yapmak” başlıklı konferansta; Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Kadir Çüçen konuşmacı olarak yer aldı.

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Felsefe Kulübü, Kocatepe Felsefe Sohbetlerinin dördüncüsünü

Felsefenin nesnesi ve konusunun varlık problemi etrafında şekillendiğini belirten Çüçen, “Felsefenin amacı, hakikati bir şekilde anlamak, kavramak ve bunu dile getirmektir. Bu açıdan felsefenin gerçekten ne olduğunu tartışmak istiyorsak, onu varlık sorunu üzerinden ele almamız gerekir” dedi.

Felsefede Sokrates, Platon ve Aristoteles ile varlığın artık doğrudan kendisi üzerinden değil, varlığa götüren başka kavramlar aracılığıyla ele alınmaya başlandığını belirten Çüçen, şunları kaydetti: “Örneğin Platon, varlığa ulaşabilmek için ‘idea’ adını verdiği bir kavram ortaya koyar; bu kavrama gerçek bir varlık statüsü yükler ve buradan hareketle var olanların ne olduğunu açıklamaya çalışır. Bu yaklaşım, felsefede metafiziksel düşünme olarak adlandırılır. Sokrates ile başlayan bu yöntem, felsefenin metafizik bir temelde ilerlemesine yol açar ve bu nedenle bu düşünürler metafizikçi filozoflar olarak anılır. Bu noktada şunu biraz açmak gerekir; Sokrates, Platon ve Aristoteles’le birlikte başlayan felsefe yapma tarzında varlık ile varoluş birbirinden ayrılır; varoluş ikinci plana itilerek asıl önem varlığın özü, yani onun ‘ne ise o olan’ niteliğine verilir. Özün peşine düşüldüğünde düşünce, somut gerçeklik alanından uzaklaşır; öz ideal, soyut, değişmez ve kalıcı bir düzleme taşınır. Özün bu biçimde tanımlanmaya başlanması ise bizi zorunlu olarak metafiziğe götürür; çünkü artık fizik dünyanın ötesinde bir ‘öz’ aranmaktadır. Bu metafiziksel yaklaşım, akılcı bir düşünme tarzına dayanır. Bu bağlamda Aristoteles hem bilimsel düşünme hem de felsefi araştırma için temel oluşturan klasik mantığı ve özellikle kıyas yöntemini sistemleştirir. Kıyaslar, doğru ve geçerli düşünme yollarını gösteren akıl yürütme biçimleridir ve bu nedenle felsefi araştırmada belirleyici bir rol oynarlar.”

Verified by MonsterInsights