Çağlar, son günlerde ülkenin farklı noktalarında yaşanan aile içi cinayetler, gençler arasındaki çatışmalar, komşuluk kavgaları ve şiddet olaylarının artık “tekil olaylar” olarak değerlendirilemeyeceğini vurgulayarak, yaşananların bir toplumsal alarm olduğunun altını çizdi. “Bize ne oluyor?” sorusunu gündeme taşıyan Çağlar, insanların ruh halinde büyük bir gerilim biriktiğini ve bu gerilimin her geçen gün daha sert bir biçimde dışa vurulduğunu söyledi. Değerlerin aşındığını, sevgi ve saygının yerini nefret, tahammülsüzlük ve saldırganlığın aldığını ifade eden Çağlar, toplumsal dokunun hızla gevşediğini belirtti. Kültürel yozlaşma, geleneksel bağların zayıflaması, inanç ve kimliğin erozyona uğraması, kontrolsüz şehirleşme ve ekonomik zorlukların bu çöküşü hızlandırdığına dikkat çeken Çağlar, “Toplumsal çözülme artık inkâr edilemez bir boyutta. Milletimizin yeniden dirilmesi için köklü bir dönüşüme ihtiyacımız var” dedi.
HAYAT PAHALILIĞI VURGUSU: “ÇÖZÜM ÜRETİMDE”
Çağlar açıklamasının ikinci bölümünde, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının toplum üzerindeki baskısının dayanılmaz bir noktaya ulaştığını belirtti. Temel gıda maddelerinden barınmaya kadar her alanda artan maliyetlerin vatandaşın belini büktüğünü aktaran Çağlar, “Çare, milli üretimi esas alan milliyetçi ekonomi modelidir” dedi. Tarım, hayvancılık, sanayi ve teknolojide yerli üretimin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çağlar, üretimin yetersizliğinin fiyatları tetiklediğini ifade etti: “Yeterince üretemiyoruz. Üreticiden ucuza alınan ürünü market rafında üç kat fiyatına görüyoruz. Yumurta 10 lira, domates 60 lira, kıyma 900 liraya dayanmış durumda. Hayatı ucuzlatmanın tek yolu üretimi artırmaktır.” Çağlar, Büyük Birlik Partisi’nin yerli üretici ve esnafı merkeze alan ekonomi yaklaşımının Türkiye’nin çıkışı için güçlü bir çözüm sunduğunu belirterek, millet için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
