Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hukuk fakültesi açılışında insan hakları dersi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Hukuk Fakültesi’nde 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Dersi, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Müşaviri Prof. Dr. Muharrem Kılıç tarafından verildi.

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Hukuk Fakültesi’nde 2025-2026 Akademik Yılı Açılış

İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen derse; Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İhsan Cemil Demir, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Güler, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcıları Dr. Öğretim Üyesi Hasibe Sena Akkışla ve Dr. Öğretim Üyesi Hakan Kaşka ile birlikte akademik personel ve öğrenciler katıldı.

“GAZZE’DE YAŞANANLARA KARŞI SORUMLUYUZ”

Programın açılış konuşmasını Hukuk Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mürşide Şimşek yaptı. Şimşek, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, herkesin bu konuda vicdani bir sorumluluk taşıdığını ifade etti. “Gazze’de yaşayanlara karşı sorumluyuz. Her birimiz elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz. Yaşanan insanlık suçlarına ‘dur’ demek boynumuzun borcudur. İnsan haklarının evrensel olarak tanındığı, her insanın onuruyla yaşayabildiği bir dünya inşa edebilmek en büyük temennimizdir.” dedi.

“İNSAN HAKLARI, TARİHİN EN NETAMELİ KONULARINDAN BİRİ”

Açılış dersinde “Küresel İnsan Hakları Rejiminin Sistemsel-Değersel Çöküşü Karşısında Gazze Direnişi: Umudun Onto-Politik İnşası” başlıklı konuşmasını yapan Prof. Dr. Muharrem Kılıç, insan hakları kavramının tarih boyunca hem bireysel hem de toplumsal düzeyde en tartışmalı konulardan biri olduğunu belirtti. Kılıç, “Bilim ve düşüncenin temeli meraktır. Merak, insanın kendini gerçekleştirme yolculuğundaki en önemli motivasyondur. Merak duygusunu kaybetmek, insanın düşünsel üretimini yitirmesidir. Bu nedenle var olanı sorgulamak, eksikleri görmek ve yeniyi inşa etmek gerekir.” ifadelerini kullandı. Kılıç, insan hakları tarihine bakıldığında, insanlığın ağır trajedilerle dolu bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı. “Modern insan hakları söylemi ideal bir tablo çizer, fakat bu idealin arkasında tarih boyunca yaşanmış sayısız hak ihlali ve insanlık suçu vardır.” dedi.

“DEMOKRASİ GÖTÜRME” SÖYLEMİNE ELEŞTİRİ

Modern insan hakları söyleminin kimi zaman hegemonik güçler tarafından politikalarını meşrulaştırmak için kullanıldığını belirten Kılıç, “Demokrasi götürme” iddiasıyla gerçekleştirilen işgallerin bu duruma en açık örneklerden biri olduğunu söyledi. Soğuk Savaş sonrası dönemde bir yanda hak ve özgürlüklerden yoksun toplumların, diğer yanda refah içinde yaşayan toplumların bulunduğunu ifade eden Kılıç, “Bu dengesiz tabloda en güçlü söylemsel araçlar insan hakları ve demokrasi olmuştur.” dedi.

 

“KÜRESEL SİSTEM DERİN BİR DEĞER KRİZİNDE”

Kılıç, küresel insan hakları sisteminin bugün ciddi bir rejim ve değer kriziyle karşı karşıya olduğunu belirterek, insan hakları kavramının felsefi temellerini anlattı. İngiliz düşünür Edmund Burke’ün evrensel insan hakları anlayışına yönelttiği eleştirilerden, Karl Marx’ın hak söylemini bir hegemonya aracı olarak nitelendirmesinden ve Hannah Arendt’in İkinci Dünya Savaşı dönemindeki katkılarından örnekler verdi.

“GAZZE HALKI TÜM İNSANLIK ADINA VAROLUŞ MÜCADELESİ VERİYOR”

Konuşmasının son bölümünde Gazze’de yaşananlara değinen Kılıç, insan hakları hukukunun özünün “var olabilme hakkı” üzerine kurulu olduğunu vurguladı. “Gazze halkı, tüm yıkıma rağmen vatanını terk etmeyerek insanlık adına bir varoluş mücadelesi veriyor. Ancak yaşam, özgürlük ve mülkiyet gibi temel hakların açıkça ihlal edildiğini görüyoruz. İsrail, uluslararası hukuk sisteminde adeta ‘istisna bir ülke’ konumuna getirilmiştir.” dedi.

 

“İNSAN HAKLARI YALNIZCA HUKUKUN KONUSU DEĞİLDİR”

Kılıç, insan haklarının yalnızca hukuki değil, aynı zamanda etik ve vicdani bir mesele olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Kaygı ve korku içinde yaşamak, artık yaşamak değildir. İnsan hakları, ötekinin yükünü taşıyabilme cesaretidir. Eğer başkasının acısını hissedebiliyor ve onun yükünü omuzlayabiliyorsak, işte o zaman gerçek insan haklarından söz edebiliriz.”

Prof. Dr. Kılıç, medya aracılığıyla yaşanan insani trajedilerin sık sık tekrarlanmasının, zamanla duyarsızlığa yol açtığını belirterek, “Bir çocuğun öldürüldüğünü gördüğümüzde verdiğimiz tepkiyle binlercesi öldürüldüğünde verdiğimiz tepki arasında fark oluşuyorsa, bu vicdani bir sorumluluktur.” dedi. Açılış dersi, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

Verified by MonsterInsights