Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan dönüşü Bahçeli hakkındaki soruyu yanıtladı “aramızda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil”

“Gazze’ye yardım insanlık meselesidir. Gazze’nin acil ihtiyacı olan malzemelerin bölgeye sevki bizim için çok çok önemli. Bu mesele sadece bir yardım konusu değil, aynı zamanda bir insanlık meselesidir.”

"Gazze'ye yardım insanlık meselesidir. Gazze’nin acil ihtiyacı olan malzemelerin bölgeye

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan, Azerbaycan’ın 8 Kasım Zafer Günü dolayısıyla gerçekleştirdiği Bakü ziyaretini tamamladığını belirterek, “Barış sürecinin en yakın zamanda nihayete ermesi, savaşın muzafferi olan Azerbaycan’ı bölgede barışın da mimarı olarak öne çıkaracaktır.” dedi.

“Can Azerbaycan’ın 8 Kasım Zafer Günü’nü en içten duygularımla kutluyor, vatanları uğruna canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, kahraman gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.” ifadelerini kullanan Erdoğan, 5 yıl önce gerçekleşen 44 günlük Vatan Muharebesi’nde Türkiye’nin Azerbaycan’a desteğini en güçlü şekilde gösterdiğini hatırlattı.

Erdoğan, bu zaferin ardından 10 Aralık 2020’de Azadlık Meydanı’nda düzenlenen zafer geçidi törenini Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile birlikte izlediklerini anımsatarak, 2021’de imzalanan Şuşa Beyannamesi ile müttefiklik seviyesine yükselen ilişkilerin her alanda somut projelerle güçlendiğini vurguladı.

Ziyareti sırasında Aliyev ile ikili ilişkileri ve bölgesel konuları değerlendirme fırsatı bulduğunu belirten Erdoğan, kutlamalara Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in yanı sıra birçok ülkeden bakan ve temsilcilerin de katıldığını kaydetti.

Pakistan Başbakanı Şerif ile de ikili bir görüşme gerçekleştirdiğini aktaran Erdoğan, “Münasebetlerimizin yanı sıra bilhassa Pakistan ile Afganistan arasında son dönemde yaşanan askeri tırmanmanın önlenmesine dair tedbirleri görüştük. Malumunuz bu iki kardeş ülke arasındaki çatışma ortamına bir son vermek için Katar’la birlikte arabuluculuk süreçlerini yürütüyoruz. Hedefimiz ateşkesi sürdürülebilir kılacak tedbir ve mekanizmaları devreye sokmak ve bölgedeki terör olaylarını kalıcı olarak sonlandırmaktır.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti;

Karabağ’da devam eden yeniden imar ve rehabilitasyon faaliyetlerini takdirle izliyor, bu çalışmalara desteğimizi sürdürüyoruz. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış süreci bağlamında atılmakta olan adımları da memnuniyetle karşılıyoruz. Nitekim taraflar arasında 8 Ağustos’ta Vaşington’da varılan mutabakattan duyduğumuz memnuniyeti çeşitli vesilelerle dile getirmiştik. Güney Kafkasya’da 30 yılı aşkın süre devam eden istikrarsızlık ortamının ardından, kalıcı barış ve huzur için bir fırsat penceresi aralanmıştır. Barış sürecinin en yakın zamanda nihayete ermesi, savaşın muzafferi olan Azerbaycan’ı bölgede barışın da mimarı olarak öne çıkaracaktır. Bu düşüncelerle tüm Azerbaycanlı kardeşlerimizin Zafer Günü’nü bir kez daha kutluyor, ülkem ve milletim adına en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum. Azerbaycan’ın kutlayacağı Bayrak Günü’nü de şimdiden tebrik ediyorum.

Ziyaretimiz sırasında bizi her zamanki gibi sıcak misafirperverliğiyle karşılayan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e ve bizleri bağırlarına basan kardeş Azerbaycan halkına teşekkürlerimi iletiyorum. Sözü sizlere bırakmadan önce Kocaeli Dilovası’ndaki bir parfüm fabrikasında çıkan yangında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Yangınla ilgili soruşturma başlatıldı. İlk etapta 3 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bazı kamu görevlileriyle ilgili görevden uzaklaştırma tedbiri uygulandı. 1’i ağır 4 yaralımızın tedavisi ise sürüyor. Bu kardeşlerimize de Cenab-ı Allah’tan acil şifalar temenni ediyorum.

“Karabağ zaferi, Türk dünyasının zaferidir”

Her şeyden önce, Karabağ zaferi sadece Azerbaycan’ın değil, Türk dünyasının bir zaferidir. “İki devlet tek millet” ruhuyla, bugün geçit resmindeki konuşmamda da ifade ettiğim gibi, bu anlayışı sürekli kılacak bir adımı, bir yaşamı burada devam ettiriyoruz. Biz, o gün dosta düşmana “Türkiye sonuna kadar Azerbaycan’ın yanındadır” dedik, daha ilk adımı atmadan önce biz Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu ifade ettik. Türk SİHA’ları, mühendislerimizin alın teriyle üretilen sistemler, Türk aklının, Türk iradesinin, Türk cesaretinin sembolü haline geldi. Zafer sonrasında bölgede barış rüzgarları esiyor ve Türkiye olarak bundan memnuniyet duyuyoruz. Biz de Azerbaycan ile senkronize şeklinde Ermenistan ile normalleşme sürecini yürütüyoruz. Bunu yürütürken Azerbaycan’ın buradaki haklarına halel getirilmesine asla müsaade edemeyeceğimizi de muhataplarımıza söylüyoruz.

Şu anda İlham Aliyev kardeşimin liderliğinde Karabağ’da devasa bir kalkınma hamlesi söz konusu. Yollar, tüneller, tarım projeleri ve evler, birbiri ardınca Karabağ’ın dört bir yanında yükseliyor. Bu süreçte Azerbaycan’a da gereken katkıyı yapıyoruz. Özellikle altyapı, üstyapı noktasında Azerbaycan bir değişim, dönüşüm sürecini yaşamakta. Gerek Merhum Haydar Aliyev dönemi olmak üzere gerekse İlham Bey’in görevi devralmasından sonra burayı yakından takip eden bir siyasi lider olarak, ne zaman nerede ne oldu, bunları çok çok iyi biliyorum. İlham Bey’in bu başarısını görmezden gelmek kesinlikle mümkün değil. Onun için kendisini ve ekibini kutluyorum.

“İsrail, Gazze’ye yardımları engelliyor”

Şu anda Türkiye, Gazze’ye en üst düzeyde yardımı devam ettiren, yardım yapan bir ülke. Milletimiz bu konuda gerçekten çok çok hassas. 17’nci iyilik gemimiz biliyorsunuz El-Ariş’e ulaştı. Ancak yardım koridorları kasıtlı olarak tıkanmakta, insani yardımların bölgeye ulaşması maalesef engellenmekte. Günlük 600 tır insani yardım girişine izin verilecekti, fakat bu söz bile, ki onlar verdi bu sözü, yerine getirilmiyor. Biz, milletimizin emanetlerini Filistinli kardeşlerimize ulaştırmak için, yoğun çaba gösteriyoruz. Dostlarımız ve kardeşlerimizle de temaslarımızda bu konuya yönelik planlamaları konuşuyoruz ve geliştiriyoruz. Gazze’nin acil ihtiyacı olan malzemelerin bölgeye sevki bizim için çok çok önemli. Bu mesele sadece bir yardım konusu değil, aynı zamanda bir insanlık meselesidir. Bunu yakın takipte sürdürüyoruz. Özellikle de gıda, ilaç, barınma malzemeleri, sağlık ekipmanları, giyim eşyaları, hijyen için kullanılan ürünler bugüne kadar sevk edildi ve bu gayretimiz devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de bunların sevkini yapacağız.

“Suriye’nin kuzeyinde konut yapımlarına başladık”

Sığınmacılar mevzusu Türkiye’nin en fazla istismar edilen konularından bir tanesiydi. Özellikle CHP, bu konuyu çok çok istismar etti. Geçtiğimiz seçimde CHP ve Cumhurbaşkanı adayı tarihe utançla geçen ırkçı bir kampanya yürüttü. Bu ırkçı kampanyanın neticesinde de sonuç malum. Belki de bu zatın gidiş sebebi bu da olabilir. Çünkü bu konuyu çok istismar etti ve bu insanların ahını aldı. Ülkemize sığınan Suriyeli mazlumları düşmanlaştırdılar, hedef gösterdiler, 3-5 oy uğruna buradan netice çıkaracaklarını sandılar, ama istedikleri sonucu da alamadılar. Biz ise bu meselede hep vicdanın, insanlığın, kardeşliğin ne demek olduğunu anlattık. Ne dedik? “Biz ensarız, onlar muhacir.” Dolayısıyla “Ensar olarak biz bu muhacirlerimizi kapı dışarı etmeyiz, edemeyiz” dedik ve sözümüzde de sonuna kadar durduk. Bugün de olsa yine dururuz. Bu arada Suriye’nin kuzeyinde konut yapımlarına da başladık. Bunlar da devam ediyor.

“Suriye’ye dönenlerin sayısı 1 milyon 290 bine ulaştı”

Suriye birlik ve beraberliğini huzur ve istikrarı tahkim ettikçe dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış sığınmacıların dönüşü de hızlanıyor. Bakın şimdi nereye geldik? Suriye’ye yaptırımlar kaldırıldı mı? Kaldırıldı. Ne oldu? Ne olacaktı? Siyasette mesele ufuk meselesidir, ufuk… Varsa ufkunuz, sorun çözersiniz. Ama ufkunuz yoksa, hiçbir şeyi halledemezsiniz. 2016’dan itibaren Suriye’ye dönenlerin sayısı 1 milyon 290 bine ulaştı ve bu sayı her geçen gün artıyor. Bunlar da bizim için sevindirici, güzel neticeler. Deprem bölgesinden bahsettiniz. Bu bölgedeki konteynerlerin de özellikle Gazze’ye sevk edilmesiyle ilgili hazırlığımız devam ediyor. Bunu ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu konteynerler ile bölgeye inşallah en üst düzeyde bir imkan sağlayacağız. Filistinlilerin yaşamaya devam edeceği yeni Gazze’nin inşa edilmesi sürecinde bu konteynerleri, kardeşlerimize inşallah vereceğiz.

“Sudan’da yaşananlar aynı zamanda insanlığın vicdanını da kanatıyor”

Plansız davranmak mümkün değil. Önce plan, sonra proje. Bunları yapacağız. Kaldı ki; Sudan her an Türkiye’nin kendisine nasıl el uzatacağını bekleyen bir ülke. Orada yaşanan her acı, her kıyım, her dram bizim yüreğimizi parçalıyor. Kaldı ki onların da bizden beklentileri var. Bu beklentiler karşısında biz de arkadaşlarımızla değerlendirmelerimizi yapıp, ne gibi destek verebiliriz, bunların çalışmalarını sürdürüyoruz. Sudan’da yaklaşık 2 yıldır binlerce insan maalesef hayatını kaybetti. Milyonlar yerinden edildi, sürgüne gönderildi. Çocuklar açlıkla, hastalıkla mücadele ediyor. Sudan’daki anlaşmazlığın çözümünü ve akan kardeş kanının durmasını bizler temenni ediyoruz. Yaşananlar aynı zamanda insanlığın vicdanını da kanatıyor. Bu ihtilafın bir an önce sona ermesi ve diyalog yoluyla sorunlara çözüm bulunması gerektiğine de inanıyoruz. Bu konuda da yükümüzün ağır olduğunu çok çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak burada yaşananları uzaktan izleyemeyiz. Sudan’ın huzur ve güvenliğinin sağlanması için diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sudan halkı emin olsun, Türkiye onların yanındadır.

“F35 konusunda güzel adımlar attık”

Öncelikle Eurofighter’la ilgili olarak hamdolsun işler yolunda gidiyor. Gerek İngiltere, gerek Almanya ile, Eurofighter konusunda olumlu adımlar attık. Ama bizim bunun yanında bir de Katar ve Umman’la da bazı görüşmelerimiz oldu. Belki onların ellerindeki Eurofighter’lardan da alma durumumuz söz konusu olabilir. Bu anlaşmaları inşallah sonuçlandırabilirsek, ülkemiz için güzel gelişmeler ortaya çıkmış olacak. Bunların yanı sıra ülkemizde attığımız savunma sanayii adımlarıyla birlikte Türkiye, büyük imkanları yakalayacak. Teknik düzeyde yapılacak görüşmeler ve alınacak mesafeler önemli. Tabii bir de F-16 ile F-35 konusu var. F-35 konusunda da ABD Başkanı Sayın Trump’la yaptığımız son görüşmelerde güzel adımlar attık. Temenni ediyorum ki verilen sözler yerine getirilsin ve F-35’lerle inşallah güçlü bir imkana sahip olalım.

“Aramızda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil”

(MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşme) Tarih vermeyeyim ama bu hafta inşallah Ankara’ya dönüşümüzle birlikte Sayın Genel Başkan ile irtibatları kurup randevulaşmamız halinde, ya ben kendilerine bir ziyaret yaparım ya da kendilerini davet ederim. Onların bizi ziyaretini temin ederiz. Aramızda zaten herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Malum pazartesi günü 10 Kasım Ankara’dayız. Döner dönmez de irtibatlarımızı kurar, adımı atarız.

“CHP’nin bizi çekmeye çalıştığı seviyeye inmeyiz”

Biliyorsunuz bizde güzel bir söz var. “Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızar.” Özgür Özel’in yaptığına karşı açtığımız davayı herhalde duydunuz. Şu anda dava açıldı. Avukatlarım da sağ olsun işlerini iyi takip ediyorlar. En son yine bu ara bir 200 bin lira davadan tazminat kazanmıştık. O da yerini bulacak. O da vakıflara gidecek. İnşallah bu 500 bini de kazanırsak çok daha güzel olur. Yorulmadan, usanmadan bu davaları kazanmak hakikaten isabetli oluyor. Şunu da ifade etmek isterim ki; CHP Genel Başkanının söylediği sözler, kurduğu cümleler, yaptığı suçlamalar aslında kendi durumlarını tariften ibarettir. Krizden beslenme, kaostan medet umma, kavga çıkararak gündem olma alışkanlığının devamıdır. Bu dil, ne devlet geleneğimize ne de milletimizin vakarına yakışıyor. Biz, asla CHP’nin bizi çekmeye çalıştığı bu seviyeye inmeyiz, inemeyiz. Bu düzeye inmeyi kendimize asla yakıştıramayız, milletimize de izah edemeyiz.

“LGBT gibi sapkınlıklara asla imkan vermeyiz”

Aile, bizim medeniyetimizin köküdür, değerlerimizin taşıyıcısıdır, bizi biz yapan en kutsal müessesedir. Aile meselesi bizim için çok önemli bir konudur. Nasıl ülkemizin güvenliği için savunma sanayiini geliştiriyor, siber güvenlik konusunda tedbirler alıyorsak, yeni nesil saldırılar için de ailelerimizi korumak zorundayız. Aile Yılı içerisinde bizim için en önemli husus ailenin Türkiye’deki işlevini korumak. Bunun için de biz LGBT gibi sapkınlıklara asla imkan vermeyiz. Aile kurumu güçlü olan kuvvet kazanır. Bizim aile kurumlarımız güçlü. Öyleyse geleceğe de biz çok daha güçlü adımlarla yürüyeceğiz. Buradan savrulma olmaz ve böyle bir savrulmaya da müsaade edemeyiz. Nüfus artış hızında şu anda maalesef 1,7’deyiz. Bu bir intihardır. Bunu çözmemiz lazım. Türkiye’nin nüfus artış hızının böyle bir konuma gelmesi hazmedilemez. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Niye en az 4 çocuk olmasın, 5 olmasın? Bunu hızlandıralım ve ülkemiz inşallah nüfusumuzun artış hızının yükselmesiyle geleceğe çok daha güçlü bir şekilde ilerleyecektir.

“Taraflara itidal tavsiyemizi sürdürüyoruz”

(Pakistan ile Afganistan arasındaki gerilimde Türkiye arabulucu rolü) Şu anda bizim devreye girişimiz de olumlu bir istikamette gelişiyor. İnşallah netice hayır olacak ve büyük ihtimalle de bu hafta içerisinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler ve MİT Başkanımız İbrahim Kalın, üçlü olarak bir Pakistan ziyareti yapacaklar. Bu konuları da orada görüşmek suretiyle bir an önce inşallah Doha’da başlayan süreci, Ankara’da bir neticeye kavuşturacaklar. Biz kalıcı ateşkes ve barışın sağlanmasını umut ediyoruz ve taraflara da itidal tavsiyemizi sürdürüyoruz.

Verified by MonsterInsights