Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Cam tavanları kıran tekerlekler

Sevgili okurlarım. Bazı insanların azmi, çabası sonundaki başarılarını tasavvur etmekte zorlanıyorum. Hele bu insanlar “Engelli” hayat yaşamak zorunda kalmışlarsa… Bu haftaki yazımda böyle bir hayat hikayesini ele alıyorum.. İyi okumalar…

     Sevgili okurlarım. Bazı insanların azmi,

Bazı hayatlar vardır; sadece yaşanmaz, aynı zamanda bir meydan okumadır. Kübra Denizci Keskin’in hikayesi de tam olarak böyle: Adeta bir zorluk müzesinin orta yerinde, hayata meydan okuyan, parmakla gösterilecek bir cesaret abidesi. Onun adını duyduğunuzda aklınıza sadece bir ralli pilotu gelmez; direksiyon başındaki bir psikolog, tekerlekli sandalyedeki bir özgürlük savaşçısı ve en önemlisi, “engel” kelimesinin sadece bir harf yığını olduğunu kanıtlayan bir kadın gelir.

2004 yılında yaşadığı talihsiz bir kaza, Kübra’nın hayatının rotasını kökten değiştirdi. Omurilik yaralanması… Gözlerindeki parlaklık, hız ve adrenalin tutkusuyla dolu genç bir kadının, tüm hayatının bir anda “kısıtlama” kelimesinin gölgesine düşmesi…

Çoğu insan için bu, yolun sonu, hayallerin kilitlenmesi anlamına gelebilirdi. Ancak Kübra, o en karanlık anda bile, ruhunun frenini patlatmayacağını biliyordu. O, yolun sadece şekil değiştirdiğine inandı.

              Ralli İle Özgürlüğün Tanımını Yaptı

Hayat, ona yürüme özgürlüğünü elinden almıştı ama Kübra, bu kaybın yerine bambaşka bir özgürlük inşa etti: Ralli. Tekerlekli sandalyeden inip özel tertibatlı yarış aracının direksiyonuna geçtiğinde, sadece bir koltuğa oturmuş olmuyor, tüm dünyayı ayağa kaldırıyordu. Çünkü onun için ralli, sadece hız yapmak değil; vücudunun ona çizdiği limitleri, bizzat ruhunun elleriyle aşmak demekti.

O, dünyada bu denli zorlu bir sporu yapan tek engelli kadın ralli pilotu ünvanına sahip. Bu ünvan, sadece bir gurur nişanesi değil; her bir virajda, her bir zorlu zeminde, yılmaz bir iradenin somut kanıtıdır. Avrupa Ralli Şampiyonası’nın prestijli Barum Yarışı’nda kadınlar pilotlar birincisi olarak podyuma çıktığında, orada sadece Kübra’nın değil, azmin, tutkunun ve tüm zorluklara rağmen yeniden ayağa kalkabilmenin bayrağı dalgalanıyordu. O an, bir kadının gücünün sınırları zorladığının, hatta o sınırları yeniden çizdiğinin en çarpıcı kanıtıydı.

               Verilmek istenen mesaj: Cesaret Bulaşıcıdır

Kübra’nın hikayesi, sadece spor sayfalarının bir başarısı değil, ruhlarımıza gönderilen derin, subliminal bir mesajdır. Bu mesaj diyor ki: “Senin için engel olarak görünen ne varsa, aslında o senin en güçlü başlangıç çizgin olabilir.” O, sadece bir otomobili değil, toplumdaki tüm önyargıları ve “yapamazsın” fısıltılarını da süren bir pilot. Klinik psikolog kimliğiyle de, zihinsel dayanıklılığın, fiziksel güçten çok daha güçlü bir motor olduğunu ispatlıyor.

***

Onun gözlerindeki o derin, azimli bakış, hepimize şunu fısıldıyor: Zorluklar, yolunuzu kesmek için değil, sizi daha farklı bir güzergaha yönlendirmek için vardır. Eğer bir hayaliniz varsa, onu gerçekleştirecek yola her zaman bir erişim rampası bulursunuz.

Kübra Denizci  Keskin, hızı ve tutkusuyla yolları titretirken, azmiyle de kalpleri sarsıyor. O, tekerlekli sandalyenin bir son değil, daha hızlı bir başlangıç noktası olduğunu tüm dünyaya kanıtlayan,  Türkiye’nin gurur tablosudur. Onun her yarışı, sadece bir spor mücadelesi değil, hepimize ilham veren, göz yaşartıcı bir yaşam dersidir.

Sizce Kübra’nın hikayesindeki “imkansız” kelimesini en çok ezen başarı, hangisidir?

Dünyada Kübra’nın başarılarına benzer yaşamlar mutlaka vardır. Bunlardan çıkartabileceğimiz, hayatımıza uyarlayabileceğimiz noktaları tekrar gözden geçirmeye ne dersiniz?

Hayattaki engelleri kaldırmak için sizin “Ne kadar gaza basmanız gerekiyor”

 

 

Verified by MonsterInsights