Afyonkarahisar Belediyesi, Kent Konseyi ve Londra merkezli Turkish British iş birliğiyle hayata geçirilen Birinci Uluslararası Afyonkarahisar Heykel Sempozyumu, 38 farklı ülkeden 126 başvuru aldı. Bunlardan seçilen sanatçılar, kentin zengin doğal kaynaklarını sanatla buluşturarak Afyonkarahisar’ı adeta bir açık hava müzesine dönüştürmeye başladı.
SANCAR: “AFYON’UN SANATI VE MERMERİ DÜNYAYA AÇILIYOR”
Sempozyumun sanat danışmanlığını üstlenen Sezer Sancar, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Heykel Bölümü mezunu. Sancar, 1990’lı yıllardan bu yana birçok sempozyumda yer aldığını, ancak bu etkinliğin hem kapsamı hem de içeriği bakımından çok özel olduğunu belirtti:
“Bu mermerin kaynağı Afyonkarahisar. Çok farklı ve çok güzel mermer çeşitleri var. Ayrıca bu şehrin bir tılsımı da bulunuyor; Frigya’ya ve Kurtuluş Savaşı’na uzanan bir ruhu var. Sanatçılarımız da eserlerinde bu dokunuşları yansıtıyor. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, mermeriyle de çok meşhur olmaması için Afyonkarahisar’ın hiçbir sebebi yok. Hele ki sanatın günümüzde yaşamın dışına itildiği bir dönemde, bu katkı sanata ve sanatçılara çok kıymetli.”
Sancar, sempozyumun gördüğü yoğun ilgiden de söz ederek:
“İlk sempozyuma 126 sanatçı başvurdu. 38 farklı ülkeden, hiç beklemediğimiz yerlerden sanatçılar ilgi gösterdi. Bunun için hem Afyonkarahisar Belediyesi’ne, hem Kent Konseyi’ne hem de Londra’daki şirketimiz Turkish British’in değerli katkılarına ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”
Afyonkarahisar mermerinin dünya çapında bilinirliğine dikkat çeken Sancar, sempozyumun devamlılığının önemine vurgu yaptı:
“Sempozyumun gelenekselleşmesi gerekiyor, her yıl tekrarlanmalı. Bu şu anlama gelir: bu yıl on heykel, seneye yirmi, on sene sonra yüz heykeliniz olacak. Bunlar bir açık hava müzesinde sergilenmeli. Çünkü Türkiye’de çağdaş sanatlar müzesi yok. Eğer Afyonkarahisar bunu başarırsa Türkiye’de bir ilk gerçekleşmiş olacak. Bu da elbette müthiş bir tanıtım olur.”
HANİFE NERİS YÜKSEL: “AFYON MERMERİ, SANATIN AYRILMAZ BİR PARÇASI”
Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan ve sempozyumun Türk katılımcılarından biri olan Hanife Neris Yüksel, Afyon mermerinin sanatsal çalışmalar için son derece uygun olduğunu vurguladı:
“Hâlihazırda kendi üniversitemde, hem kendi işlerimde hem de öğrencilerimin çalışmalarında bu mermeri kullanıyorum. Bu mermer, aslında sahip olduğumuz en değerli kıymetlerden biri olarak tanımlanabilir. Özellikle heykel malzemesi olarak Afyonkarahisar mermeri, biçimlendirme etkinliklerinde ve yaptığınız işin sunumunda çok bütünlüklü, tamamlayıcı bir faktör haline geliyor. Sonucunda istediğiniz şeye ulaşabiliyorsunuz.”
Şehre adım attığı ilk andan itibaren büyük bir sıcaklıkla karşılandığını belirten Yüksel:
“Bugün yeni gelmiş olmamıza rağmen, sanki uzun zamandır buradaymışım gibi kendimi evimde hissediyorum. İnsanlar çok iyi. Sempozyumun organizasyonunda yer alan belediyede, Kent Konseyi’nde herkes müthiş bir gayret içinde. Antalya’ya döndüğümde de buradan çok güzel bir iz bırakarak ayrılmak istiyorum.”
İLHAN KAYA: “KAMUSAL ALANA SANATLA KATKI SAĞLAMAK ÇOK DEĞERLİ”
Atatürk Üniversitesi’nden katılan Erzurumlu sanatçı İlhan Kaya, Afyonkarahisar’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi:
“Birinci Uluslararası Afyonkarahisar Heykel Sempozyumu’na katıldığım için kendimi şanslı ve mutlu hissediyorum. Afyonkarahisar’ın çok güzel bir şehir olduğunu biliyorum. Afyon mermerini kullanarak böyle bir sanat eseri yapmak ve kamusal alana katkı sağlamak benim için gurur verici bir durum.”
Organizasyonun detaylarına da değinen Kaya:
“Gerek mekân, gerek tesisat, gerek konaklama; her şey çok iyi düşünülmüş. Sanatçıların hem yurt içinden hem de yurt dışından seçilmiş olması ve burada yabancı sanatçılarla birlikte çalışıyor olmak da beni ayrıca mutlu ediyor.”
Kaya, sempozyuma katılmadan önce mermer fabrikalarını ziyaret ettiğini ve Afyon mermerinin sağlamlığına bizzat şahit olduğunu da sözlerine ekledi:
“Afyon mermeri hem Türkiye’de hem dünyada dokusu ve sağlamlığıyla bilinen, beğenilen bir malzeme. Bu malzeme ile çalışma fırsatı bulduğum için de çok memnunum. Performansı gerçekten çok iyi.”
VİCTOR KOPACZ (POLONYA): “BURADA OLMAK BÜYÜK SÜRPRİZLERLE DOLU”
Polonya’dan gelen sanatçı Victor Kopacz, Afyonkarahisar’a ilk defa geldiğini ve taşın çeşitliliği karşısında şaşkınlığını gizleyemediğini belirtti:
“Buraya sevdiğimiz şeyi yapmaya geldik. Bu güzel şehre heykel yapmak için geldik. Afyonkarahisar’ın pek çok farklı mermeri var. Gelmeden önce bunları çok duydum. Şimdi buradaki arkadaşlarımız ile birlikte heykellerimi çıkarmaya çalışıyoruz.”
İlk gününü taş fabrikasında geçirdiğini söyleyen Kopacz:
“Taşın nasıl kesildiğini, nasıl boyutlandırıldığını gördüm. Başta sadece tek bir tür taş olduğunu sanıyordum ama sonrasında pek çok tür taş olduğunu gördüm. Pek çok farklı taş, pek çok farklı renk vardı. Buradaki sanatçılar da farklı taşlarla çalışıyor. Çok sürpriz oldu benim için…”
Kopacz, mermeri daha iyi anlayabilmek için zamana ihtiyaçları olduğunu da dile getirdi:
“Daha bir iki gün oldu çalışmaya başlayalı. Taşı anlamamız için biraz daha vakit geçmesi gerekiyor. Vakit geçtikçe taşı daha iyi anlayacağız. Şu an sadece taş ile tanışıyoruz.”
GÜRCİSTANLI SANATÇI: “TÜRKİYE BENİM İKİNCİ ÜLKEM”
Gürcistan’dan gelen ve bugüne dek Türkiye’de 32-33 farklı sempozyuma katılan deneyimli sanatçı, Türkiye’yi “ikinci vatanı” olarak tanımladı:
“Pek çok farklı şehirde heykel yaptım. Türkiye benim ikinci ülkem… Türkiye’yi seviyorum.”
Sempozyum fikrinin çok başarılı olduğunu vurgulayan sanatçı, kültürel etkileşimin önemine dikkat çekti:
“Sempozyum fikri çok iyi fikir çünkü pek çok farklı ülkeden insanlar geliyor, pek çok farklı fikir üretiliyor. Bu Türkiye için çok güzel bir şey.”
Şu anda farklı bir taş ile çalıştığını da belirten sanatçı:
“Afyonkarahisar mermeri bence çok güzel bir mermer. Ama şu an ben Afyonkarahisar mermeri ile çalışmıyorum. Şu an farklı bir taş ile çalışıyorum.”
TUTU PATTNAİK (HİNDİSTAN): “SU HAYATIN SİMGESİDİR”
Hindistan’dan gelen eski üniversite profesörü Tutu Pattnaik, Afyonkarahisar mermeri ile ilk kez tanıştığını belirtti:
“Bu sempozyuma katılmak benim için bir onurdur. Çok mutluyum. Afyonkarahisar mermerini daha önce duydum. Çok kaliteli olduğunu da duymuştum. Şimdi de bu mermeri deneyimleme şansı buldum.”
Heykelinde su temasını işleyen Pattnaik, eserine ilişkin şu bilgileri verdi:
“Benim konum su. Su hayattır. Su hayatın simgesidir. Mezopotamya ve Mısır gibi pek çok topluluk su bölgelerinin etrafına kurulmuştur. Su olmadan hiçbir şey olmaz. Heykelimin en üst kısmı eski bir topluluk harabesini andıracak.”
Ancak bu projede traverten kullandığını belirten Pattnaik:
“Afyonkarahisar mermerini daha önce çok duydum ama bu sefer traverten kullanıyorum. Çünkü benim heykelim bu taşa daha uygun. Umarım son hali çok daha güzel olacak.”
SANAT VE MERMERİN BAŞKENTİNDE YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR
Afyonkarahisar, sahip olduğu doğal kaynakları sanatla birleştirerek dünya sanat çevrelerinde adını duyurmaya hazırlanıyor. Uluslararası düzeydeki bu sempozyum, kentin kültürel vizyonunu güçlendirirken, sanatçılar aracılığıyla Afyon mermerinin dünyaya tanıtımında da önemli bir rol üstleniyor.
Sempozyumun her yıl düzenli olarak gerçekleştirilmesi halinde, Afyonkarahisar’ın Türkiye’de çağdaş sanat müzesi olmayan ender şehirlerden biri olarak bu eksiği kapatması ve sanatta bir merkez hâline gelmesi hedefleniyor. >>>Haber MERKEZİ