Etkinlik, fakülte bünyesindeki Erdal Akar Konferans Salonu’nda düzenlendi. Programın açılışını Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürsoy Şahin, konuşmasında, “Bundan tam 105 yıl önce 1920 Ankara’sında görseller, ne kadar aslında büyük fedakarlıklarla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığını, çalışmalara başlandığını birkaç fotoğraf karesi ile gördük. Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ahmet Altuntaş hocamız Meclisin açılma sürecini ve o dönemin fedakarlığını, ruhunu en güzel şekilde anlatacak” ifadelerini kullandı.
“MİLLİ EGEMENLİK DENİLDİĞİ ZAMAN HALK İRADESİ AKLA GELİYOR”
Konferansa konuşmacı olarak AKÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Altıntaş katıldı. Prof. Dr. Altıntaş, konuşmasında millî egemenliğin tarihsel süreci ve kurtuluş savaşı yıllarında halkın temsil gücünün önemi üzerine değerlendirmelerde bulundu: “TBMM’nin 105.’ci yıl dönümü vesilesi ile burada olmaktan mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Milli Egemenlik, Ulusal Egemenlik, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ve bu konudaki gelişmeleri burada hatırlamak maksadıyla bulunuyoruz. Tabi ki Milli Egemenlik kavramı geniş bir kavram. Milli hakimiyet kavramı geniş bir kavram. Ben sınırlı süre içerisinde belirli konu başlıklarını ön planda tutarak bunları anlatmaya çalışıyorum. Milli Egemenlik denildiği zaman halk iradesi akla geliyor. Halk iradesinin yönetime yansıması akla geliyor. Bunun bir tarih süreci var. Bu tabi ilk defa bizde ortaya çıkan bir temel kavram değil. Öncelikle bunun altını çizmemiz gerekiyor. Magna Carta yani Büyük Sözleşme dediğimiz sözleşme İngiltere’de ortaya çıkmıştır. 63 maddeden oluşur. Bizimle ilgili olan kısmı, artık tanrıdan alınan yönetme gücünün belirli noktalarda, derebeyler vasıtasıyla sınırlandırılmasıdır. Milli hakimiyet noktasında bu bir başlangıç olarak kabul edilir.” >>>Şahan KARTAL