Hindistan ile Pakistan arasındaki Keşmir bölgesindeki gerilim, son yaşanan saldırılarla iyice tırmanmaya devam ediyor. Hindistan’ın Cammu Keşmir bölgesinde, 26 sivilin ölümüne yol açan terör saldırısının ardından Hindistan, Pakistan’a su taşıyan İndus Nehri’nin akışını durdurma kararı aldı. Bu gelişme, iki ülke arasında yıllardır süregelen çatışmanın sıcak bir aşamaya gelmesine yol açtı. Hindistan, suyun akışını kesmenin yanı sıra, Pakistan’a yönelik diplomatik ve ekonomik yaptırımlarını da devreye soktu.
Türkiye ise, bu gerginlikte Pakistan’a desteğini açıklayarak bölgedeki stratejik pozisyonunu bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye, içinde SİHA’ların da bulunduğu altı nakliye uçağını Pakistan’a göndererek, ülkedeki askeri faaliyetlere destek sundu. Pakistanlı yetkililer, Türkiye’nin desteğini “sessiz ama gerçek” olarak nitelendirerek, bölgedeki durumu dikkatle izlemeye çağırdı.
KEŞMİR’DE KANLI SALDIRI VE SU KRİZİ
Hindistan’ın kontrolündeki Keşmir’in Pahalgam bölgesinde, 22 Nisan’da silahlı saldırganlar turistleri hedef alarak 26 kişinin ölümüne neden oldu. Hindistan, saldırıyı Pakistan’a bağlı terör gruplarının gerçekleştirdiğini iddia ederken, Pakistan bu suçlamayı reddetti. Hindistan’ın ardından, İndus Suları Anlaşması’nı askıya alması ve Pakistan’a yönelik vize kısıtlamaları getirmesi, bölgedeki diplomatik ilişkilerin daha da gerilmesine neden oldu.
İki ülke arasında uzun yıllardır süren Keşmir anlaşmazlığı, Hindistan’ın 2019 yılında Cammu Keşmir’in özel statüsünü iptal etmesiyle yeni bir boyut kazanmıştı. Bu adım, Keşmir halkı ve Pakistan tarafından büyük tepkilere yol açmıştı. Hindistan ve Pakistan, 1947’deki bağımsızlıklarının ardından Keşmir’in tamamında hak iddia etmekte ve bölgeyi ikiye ayırarak kontrol etmektedirler.
NÜKLEER GÜÇLERİN SINAVI: DÜNYA ENDİŞELİ
Pakistan ve Hindistan’ın her ikisinin de nükleer silahları olması, bu gerginliğin bölgesel değil, küresel bir kriz haline gelme potansiyelini artırıyor. Her iki ülke arasında artan silahlı çatışmalar ve diplomatik gerilimler, nükleer silahların kullanılma riskini gündeme getiriyor. Uluslararası toplum, Hindistan ve Pakistan’ı daha fazla çatışmadan kaçınmaya ve diplomatik yollarla çözüm aramaya çağırırken, bölgedeki gelişmeler dünya çapında endişelere yol açıyor.
TÜRKİYE’DEN PAKİSTAN’A STRATEJİK DESTEK
Türkiye’nin bu süreçteki tutumu, küresel stratejik ilişkilerde önemli bir yer tutuyor. Türkiye, bölgedeki gerilimin büyümesini önlemeye yönelik adımlar atarken, Pakistan’a gönderdiği askeri malzeme yardımlarıyla da bu ülkeye verdiği desteği somut hale getirdi. Türkiye’nin Pakistan’a olan desteği, yalnızca askeri malzeme gönderimiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda diplomatik anlamda da önemli bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Pakistan Genelkurmay Başkanı Seyyid Asım Munir, Hindistan’ın suyu kesmesi durumunda barajı vuracaklarını belirterek, bölgedeki gerginliği artıran bir açıklama yaptı. Hindistan ise, Pakistan’a karşı sert bir tavır takınarak, bölgede her iki tarafın da birbirine karşı askeri eylemlerde bulunmasına zemin hazırlıyor.
KEŞMİR’DE ÇÖZÜM ZOR GÖRÜNÜYOR
Keşmir sorunu, Hindistan ve Pakistan arasında yıllardır süren bir çatışma halini almış durumda. Bu bölgedeki gerginlik, yalnızca bu iki ülkenin değil, tüm bölgenin geleceğini tehdit etmekte. Hem Hindistan hem de Pakistan’ın nükleer güç olmaları, çatışmaların daha büyük bir felakete yol açma riskini artırıyor. Keşmir’deki son gelişmeler, uluslararası toplumun bu soruna daha etkin bir şekilde müdahil olması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Türkiye’nin bölgedeki stratejik pozisyonu ve uluslararası ilişkilerdeki etkisi, bu gerginlikteki rolünü daha da önemli kılıyor. Ancak, Keşmir’deki uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların çözüme kavuşması, sadece bölgesel değil, küresel çapta barışın sağlanabilmesi için de kritik bir adım olacak.
Uluslararası gözlemciler, Hindistan ve Pakistan arasında daha fazla çatışma riski taşımadan bir çözüm arayışının başlaması gerektiğini vurguluyor. Ancak şu an için, bu gerginliğin ne zaman sonlanacağına dair kesin bir öngörüde bulunmak oldukça zor görünüyor.