Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Afyonkarahisar Öğretmenevi’nde düzenlenen kahvaltı programında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıya AK Parti Milletvekilleri Ali Özkaya, Hasan Arslan, AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanı Turgay Şahin, İGM Başkanı Mehmet Siper, MYK üyeleri, MKYK üyeleri ve teşkilat üyeleri katıldı.
“ELİMİZ CİDDİ ŞEKİLDE RAHATLAYACAK”
Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Bakan Tekin’in konuşmasında öne çıkan başlık ise “Terörsüz Türkiye” oldu. “Terörsüz Türkiye adını verdiğimiz bu süreç önümüzdeki dönem Türk siyasetinin ana gündem maddelerinden bir tanesi olacak” diyen Tekin, şöyle konuştu: “Bu süreç sağlıklı bir şekilde sonuçlanırsa önümüzdeki yüzyılı Türkiye yüzyılı olarak planlayan, bunu hayata geçirmek isteyen Türk milletine, devlete önemli bir imkan sunmuş olacak. Eğer bu proje hayat geçerse, Terörsüz Türkiye ideali hayata geçerse, biz bizlerin önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapmak için elimiz ciddi şekilde rahatlayacak. Ekonomiden turizme, eğitimden demokratik siyasal yaşama kadar her alanda Terörsüz Türkiye önümüzdeki prangaların birçoğunu, engellerin birçoğunu ortadan kaldırmamıza vesile olacak. O yüzden bu politikanın hem toplumsal meşrutiyetinin maksimize edilmesi hem de önümüzdeki sürecin yol haritasının oluşturulması açısından kamuoyundan elde edeceğimiz geri dönüşümler çok önemli. O yüzden bu yıl ki Türkiye buluşmalarının ana teması olarak terörsüz Türkiye sürecini planladık. Bu planlama çerçevesinde genel merkezimizin organize ettiği bir heyetle bugünde Afyon’dayız.”
“SİYASET ÜZERİNDE VESAYETÇİ MEKANİZMALAR VARDI”
Tekin, eski günleri anlattı: “Türkiye’nin o günkü koşullarda en temel rahatsızlık konuları Türkiye’nin önünde terör olaylarının yoğum bir biçimde yaşandığı bir on yıl gördük biz. Mesela 1990 yılında Türkiye’de işlenen siyasi cinayetler Turan Dursun, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, İrem Abas. 1991 yılında emekli Korgeneral Hulusi Sayın, emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk, Diyarbakır HADEP il başkanı Vedat Aydın, Eski mit müsteşarı Adnan Ersöz, 1992 yılında emekli Oramiral Kemal Kayacan, Musa Antep, Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis. 1993 yılında yirmi dört Mayıs’ta Elazığ- Bingöl karayolunda 33 er ve 7 sivilimizin şehit edildiği olay. 2 Temmuz’da Sivas’ta 37 vatandaşımızın katledildiği, vatandaşımızın öldürüldüğü olay. 6 Temmuz’da Başbağlar’da benzeri bir süreç. 1994 yılı yerel seçimleri öncesi gazi olayları. 22 vatandaşımızın hayatını kaybettiği olaylar. Bu AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 veyahut da AK Parti’nin kurumsallaşma emarelerinin başlangıçlarının olduğu 2001 öncesi on yıl içerisinde Türkiye’de yaşanan bazı olaylar. Sadece bunlar değil. Siyaset üzerinde vesayetçi mekanizmalar vardı. Anımsamakta zorlanıyoruz ama birkaç husus var.”
“KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞIMIZIN KÜRTÇE ESERLER BASTIĞI YAYINLADIĞI BİR TÜRKİYE’DE YAŞIYORUZ”
Merhum sanatçı Ahmet Kaya’nın linç edildiğini anımsatan Bakan Tekin, “Kürtçe konuşmayı bırakın herkesin takdir ettiği bir sanatçı bir gün kürtçe bir ifadede bulunduğu için birdenbire bütün kamuoyu tarafından linç edildiği bir Türkiye yaşadık. Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığımızın kürtçe eserler bastığı yayınladığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bugün kürtçe yayın yapan bir devlet televizyonunun var olduğu Türkiye’de yaşıyoruz. Bugün çocuklarına kürtçe öğretmek isteyen vatandaşlarımıza devletin resmi okullarında kürtçe öğrettiğimiz bir Türkiye’yi yaşıyoruz. Bugün vatandaşına kürtçe öğrenmek konusunda özel öğretim kursu açma bir Türkiye sunulduğu bir Türkiye yaşıyoruz. O gün müfredatında etnik ya da dini kimlikleri nedeniyle vatandaşlarının ötekileştirildiği yok sayıldığı bir Türkiye var iken bugün müfredatında vatandaşlarının hepsinin etnik ya da dini kimliklerine bakılmaksızın eşit kabul edildiği bir Türkiye’yi yaşıyoruz. Bunu niye anlatıyorum. Bugün tartıştığımız Türkiye demokratik kurumlarının konsolide edildiği, demokratik kurumlarının güçlendirildiği demokratik yapısının güçlendirildiği bir Türkiye’yi yaşıyorsak tartışıyorsak eğer bu 20 yıl 22 yıllık iktidarı boyunca sayın cumhurbaşkanımızın hem başbakanlığı hem cumhurbaşkanlığı döneminde vesayetçi bütün unsurlara bu gün hala siyaset yapan kişilerin de içinde bulunduğu bir çok kişinin eleştiri ve hükümete yönelik yaptığı suçlamalara karşı sayın cumhurbaşkanımızın insan hakları ve demokrasi konusundaki kararlı tutumu sayesinde atılan adımlarla biz bu gün Türkiye’de Terörsüz Türkiye’yi yaşayacak tartışacağımız bir ortama geldik. Bu süreçte bütün bu vesayetçi yapılara askeri vesayet yargı vesayeti dahil olmak üzere bütün bu vesayetçi yapılara rağmen bu adımları kararlılıkla atan siyasi kadroları şimdiden bir hakkı yad etmek adına hepsine teşekkür etmek gerekiyor” dedi.
“SAHADAYIZ ÇÜNKÜ CUMHURİYET DEĞERLERİNİN GÜÇLENMESİNİ İSTİYORUZ”
Terörsüz Türkiye sürecinin önemini anlatan Bakan Tekin, konuşmasını şöyle tamamladı: “Türkiye nihayet bütün bu süreci demokratik olgunlukla tartışabileceği bir düzeye bir noktaya geldi. Sürecin bundan sonra başarılı olmasının ana koşulu da süreci bir siyasi proje olarak görmek değil süreci bir devlet projesi olarak görüp önümüzdeki yüz yılın Türkiye Yüzyılı olması için Cumhuriyet değerlerinin demokratik prensiplerin, hukuk devleti ilkelerinin egemen olması için, devlet toplum millet el ele siyasi parti, siyasi renk ayrımı gözetmeksizin herkesin sürece verebildiği maksimum katkıyla katkı verdiği bir şekilde yürütebilirsek eğer başarılı olur. Biz o yüzden şimdi sahadayız. Biz o yüzden şimdi bunu ayrım gözetmeksizin herkese siyasi parti ayrımı gözetmeksizin etnik ya da dini kimlik ayrımı gözetmeksizin herkese bu süreçten muradımızın ne olduğunu anlatmak için sahadayız. Biz sahadayız çünkü Türkiye’nin demokrasisinin konsolide olmasını istiyoruz. Biz sahadayız çünkü Cumhuriyet değerlerinin güçlenmesini istiyoruz. Biz sahadayız çünkü hukuk devleti ilkesinin egemen olmasını istiyoruz. Biz sahadayız çünkü bundan sonra bu ülkede şehitlerimizin olmasını arzu etmiyoruz, çünkü bu ülkede artık herkes bu ülkenin bu coğrafyanın bütün parçalarında özgüvenli bir biçimde gururlu bir biçimde güvenli bir biçimde dolaşabilsin eğitimini alabilsin eğitim verebilsin ilişki kurabilsin diye sahadayız. Ve bu süreci yürütürken hassas olduğumuz noktalar var. Şehitlerimizi, şehitlerimizin manevi hatırası onların yakınları, gazilerimiz bizim gözbebeğimiz onları rencide edecek hiçbir sürecin içerisinde olmayacağımızı olmadığımızı ifade etmek için sahadayız. Sahadayız sizlerin toplumun bütün kesimlerinin desteğine ihtiyacımız var. Bugün inşallah milletvekili arkadaşlarımızla beraber genel merkezden gelen arkadaşlarımızla beraber bu süreci sahada bu anlattığım çerçevede paylaşmak için olacağız. Sürecimizin ülkemize milletimize arzu ettiğimiz amaçladığımız şekilde hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Önümüzdeki yüz yılı Türkiye yüz yılı yapacak şekilde ülkemizi milletimizi güçlendirmesini temenni ediyorum.” >>>Şerafettin KAZAK