Karaaslan, ülke olarak çok karanlık bir süreçten geçildiğini ileri sürerek, “Siyasetçilerden gazetecilere, belediye başkanlarından sanatçılara, sendikacılara kadar demokrasiden, hukuktan, adaletten yana olan tüm kesimleri hedefine koyan baskı, gözaltı, tutuklama furyası gittikçe şiddetleniyor. 23 yıldır iktidarda olanlar ülkeyi öyle bir hale getirdi ki her güne yeni bir hukuksuzlukla, yeni bir şafak baskını ile uyanır hale geldik” dedi.
“KONUŞAN İÇERİ ALINIYOR”
“Sokak röportajı yapan vatandaşlara kadar uzanan bu saldırı furyasına, hukukun son kırıntılarını da ortadan kaldırmaya dönük adımlara dün ve bugün merkezine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu koyan yeni bir saldırı eklenmiştir” diyen Eğitim-Sen Başkanı Karaaslan, şunları söyledi: “İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün hukuktan tamamen yoksun kararı ile 35 yıl önce aldığı diploması iptal edilen İmamoğlu erken saatlerde evine yapılan baskınla gözaltına alınmıştır. İmamoğlu ve aralarında CHP’li belediye başkanları ve bürokratlarının da yer aldığı 105 kişi hakkında verilen gözaltı kararı sonrası İstanbul halkı başta olmak üzere tüm halk üçüncü dünya ülkelerinde bile görülmeyecek uygulamalara tanık olmaya devam etmektedir. İstanbul’da adeta OHAL ilan edilmiştir. Ekrem İmamoğlu’nun evi onlarca TOMA ile çevrilmiş, ana yollar kapatılmıştır. İstanbul Valiliği kentte eylemleri yasaklarken, sosyal medya erişimi sınırlanmıştır. Ülkeyi yönetenler iktidara geldikleri günden bugüne başta emekçi kesimler olmak üzere tüm toplumu kapsayan “Köleliğe Uyum Programını” hayata geçirmeye çalışmaktadır. Söz konusu programın hayata geçirilmesinin tek koşulu ise demokrasinin, hukukun, adaletin, emeğin hakları başta olmak üzere en temel hakların, ortadan kaldırıldığı bir ülke yaratmaktır.”
“BASKICI SİSTEMLER TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNDE YERİNİ ALIYOR”
Mevcut iktidarın hedefi en başından beri yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, emeğin hakkının yok sayıldığı bir ülke yaratmak için çalıştığını iddia eden Ender Karaaslan, “Bunun için yıllardır tek kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edildiği otoriter bir sistem adım adım örülmüştür. Tamamen uydurulmuş, çarpıtılmış belgelere, içi boş iddia ve namelere dayalı bir hukuk garabeti düzeni oluşturulmuştur. Geldiğimiz noktada mevcut otoriter sisteme itiraz eden, kendisine biçilen “iktidarın gönüllü kulu olma” rolüne karşı çıkan herkes bu garabet düzenin hedefi haline getirilmektedir. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun gözaltına alındığı operasyonun gerekçesi olarak “kent uzlaşısının” gösterilmesi aylardır altını çizdiğimiz bir noktayı tüm açıklığı ile ortaya koymuştur. Toplum üzerinde baskı kuran, şiddet uygulayan ve kendine tabi kılan tüm yönetimler eninde sonunda tarihin çöplüğünde yerini almıştır. Bugün hukuksuzluktan, sömürüden, baskı ve şiddet politikalarından beslenenlere karşı tek çıkış yolu; ülkemizin eşit, özgür, barıştan yana demokratik yarınları için dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir” ifadelerini kullandı. >>>Şahan KARTAL