“PARTİLERLE UZLAŞI İÇERİSİNDE
BELİRLEYİP BİR SONUCA ULAŞACAĞIZ”
Bu parlamentonun, uzun yıllar içerisinde temsil kabiliyeti en yüksek parlamento olduğuna işaret eden Kurtulmuş, halkın verdiği oyların yaklaşık yüzde 95’inin TBMM’de temsil edildiğini anlattı. Grubu olan veya olmayan çok sayıda partinin var olmasının, Türkiye’nin demokratik tartışma zeminini kuvvetlendirmesi bakımından önemli olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Grubu olmayan partilerin de görüşlerini alacağız. Anayasa yapma kararını bu Meclis verecektir. Bu Meclis anayasa yapma yetkisine de gücüne de sahiptir.” diye konuştu. Yeni anayasanın, milletvekillerinin oylarıyla yapılacağını ancak bu süreçte sadece siyasi partilerin değil, toplum kesimlerinin, üniversitelerin, hukuk camiasının, sivil toplum kuruluşlarının ve farklı kesimlerin görüşlerini alacakları, iyi yönetilmiş bir süreci olgunlaştırmak istediklerini ifade eden Kurtulmuş, “Mecliste bu işin nasıl müzakere edileceğiyle ilgili komisyonun şekli, yöntemi, bunları da yine partilerle uzlaşı içerisinde belirleyip bir sonuca ulaşacağız.” dedi. Kurtulmuş, görüşmenin hayırlı uğurlu olması temennisinde bulunarak, Cumhuriyetin ikinci asrının ilk Meclisinin, milletin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirebilecek bir imkana kavuşmasını ümit ettiğini de söyledi. Kurtulmuş, “Bu süreç içerisinde yapıcı bir diyaloğu bütün siyasi partilerimizle sürdürerek yol almaya çalışacağız.” ifadesini kullandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e teşekkür eden Kurtulmuş, Özel ile başka vesilelerle de görüşeceklerini söyledi.“MEVCUT ANAYASA’YA UYUM BEKLEMEK HAKKIMIZ”
CHP Genel Başkanı Özel ise partisinin 31 Mart seçimlerinden birinci çıktığını, bunun sorumluluğunun farkında olduklarını ifade etti. Siyasetin, halkın gündemine duyarsız olamayacağını belirten Özel, “Bugün insanların yoksulluk, açlık, işsizlik ve güvencesizlik gibi üst düzey beklentileri varken yeni bir anayasa beklentisi toplumun taleplerinin neresindedir, onu bir tartmak lazım.” dedi. Konuyu partinin yetkili kurullarında değerlendirmeden doğrudan bir cevap vermeyi, CHP’nin parti içi demokrasi anlayışı ve kendi yönetim anlayışına uygun görmediğini ifade eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Başkan’ın bugün yaptığı değerlendirmeleri, başta Merkez Yönetim Kurulumuz olmak üzere partinin yetkili organları ve grubumuzla değerlendireceğiz. Ancak şunu ifade etmek isterim, Sayın Başkan’a da söyledim, bir şeyin yenisini teklif ediyorsak, örneğin yeni bir elbise alalım, giyeceksek alalım. Giymemek üzere yeni elbise alınır mı? Biz anayasaya uyacaksak anayasayı değiştirelim. En iyisini yapalım, sonra yine uymayalım. Geçen sefer de iyisini yaptınız. Bu sözümün Başkan’a olmadığını herkes bilsin. Geçen sefer de iyisi yapıldı. Ama yapılan o Anayasa’ya uyulmadı, uyulmuyor. Yeni bir anayasa konuşurken, bir kere mevcut Anayasa’ya tam uyum beklemek bizim hakkımızdır. Bu konudaki hassasiyetlerimizi ilettik.”“DİYALOG ZEMİNİNİ ÖNEMSİYORUZ”
Özel, anayasa tartışmalarının, siyasetin üzerine sis gibi çöküp diğer meseleleri görünmez kılmasının vatandaşın menfaatine olmayacağını söyledi. Vatandaşın yoksulluk, işsizlik ve yüksek enflasyon gibi sorunları bulunduğunu dile getiren Özel, “Biz, Anayasa konuşup, bir sis indirip, bu sorunları görünmez kılıyorsak vatandaşın mesajını alamamış oluruz.” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacakları görüşmeye bu açıdan da önem atfettiğini belirten Özel, şöyle devam etti: “Eğer bir şeyin yenisini alacaksak, kullanacaksak alınır. Anayasa yapacaksak, uyacaksak yapılır. Anayasa’ya uyulmuyorken yeni anayasa yapsanız ne olur, yapmasanız ne olur? Bu hassasiyetlerimizi Sayın Başkan’a açıklıkla ifade ettim. Burası parlamento, konuşulan yer. Siyasiler el sıkışmazsa siyaset düşmanları, demokrasi düşmanları el ovuşturmaya başlar. O yüzden el sıkışılacak, müzakere edilecek ama sorumlu olduğumuz kitleler için de mücadele edilecek. Bizim anlayışımız bu. Bugün Sayın Başkan’la el sıkıştık. Bu el sıkışma, demokrasiye inananların yapması gereken bir şey. Bizler el sıkışmadıkça demokrasi düşmanları avuçlarını, ellerini ovuştururlar. Onlara gün doğar. Siyasi tarihimiz bunların bedelleriyle doludur. O açıdan bu diyalog zemini önemsediğimizi de ifade etmek isterim.”>>>AA